Benziyorsun

2.7K 308 51
                                    

Sonuncu nektarım da bitince çekirdeklerini toprağın oraya attım.

"Nektarları sevdiniz mi?" diye soran ses arkamızdan geliyordu.

Arkamızı döndüğümüzde gördüğüm adamın tanrı Poseidon olduğunu biliyordum.

Elinde üç başlı yabasını tutan tanrı Poseidon'un kitaplarda okuduğum gibi bir görünüşü var mı diye inceledim.

Siyah sakallı, siyah saçlı tanrının başında tacı vardı.

Zaten tanrı Poseidon'un ortak belirlenmiş görünüş özelliği de buydu.

Onun hakkında sadece birkaç şey biliyor olsam da görünüşü çok tanıdık geliyordu.

Sanki daha önce de görmüşüm gibiydi.

"Yoksa etkilendin mi benden?" diye çapkınca bir soru yöneten tanrı Poseidon'a "Üzgünüm ama tipim değilsin." dedim.

"Bir tanrıyı reddetmek mi? Çocuğum, yürek yemişsin." diyerek gülümseyen tanrı Poseidon daha çok şakalaşıyormuş gibiydi.

Yine de bu Aksel'in kasılıp, kıskanmasına engel olmamıştı.

Beni kıskanmış olması hoşuma gitmişti. Bu bana karşı bir his besleme olasılığını yükseltmişti.

"Hiç değişmemişsin." diyen tanrı Poseidon'a "Benim de içimden sizi tanıdığıma dair bir his vardı fakat çözememiştim. Nereden tanışıyorız?" diye sordum.

"Seni o yetimhaneye ben bıraktım." demesi ile "Ne?" diye bağırdım.

"Daha fazla bir şey anlatırsam galiba lanetten ben de etkileneceğim." diyen tanrı Poseidon ile kafam daha da karışmıştı.

"Durun, biraz. Medusa da lanetten bahsetmişti." dedim.

"Sadece lanetlenmenin iki sebebi vardı. Biri bahane niteliğindeydi." dedi tanrı Poseidon.

"Biraz daha anlatamaz mısınız?" diye sordum.

"Bahane niteliğinde olan sebebi söyleyemem ama senden çok korktular. Daha doğrusu korktuk. Çünkü gücün çok kuvvetliydi. Eğer bir gün ters düşersek bizi alt edebilirdin." dedi tanrı Poseidon.

Bunu beklemediğim için birkaç saniye tökezledim.

"Nasıl sizden olabilirim?" diye sordum.

Tanrı Poseidon, "Daha fazla bilgi veremem. Çünkü lanetlendin ve sana neler olduğunu açıklayan kişi de lanetten etkilenir." dedi.

"Bu bile çok faydalı oldu, teşekkür ederim." dedim.

Tanrı Poseidon gülümseyerek "Rica ederim." deyince "Bu kadar yardımsever ve iyi olacağınızı düşünmemiştim." dedim.

"Tabii ki herkese böyle değilim. Sadece ayrıcalık görmeyi hak ediyorsun." diyen tanrı Poseidon, cebinden aynı okyanuslar renginde kristal bir anahtar çıkardı.

Anahtarı bana uzattı ve "Kaptanızın orada sizi bir gemi bekliyor. Sizi Küba'ya götürecek. Oradan uçakla İngiltere'ye ,son anahtara, gidersiniz." dedi.

"Teşekkür ederim." dedim.

Tanrı Poseidon beni baştan aşağı süzdü ve "Daha çok annene benziyorsun." dedi.

İlk kez böyle bir cümle duymuştum.

Üvey annem hep huylarımı üvey babamdan aldığımı söylerdi, tabii bunun kan bağı ile bir bağı yoktu.

Üvey babamın bana gösterdiği şefkat ve beni mutlu etmesinden onu idolüm bellemiştim.

Bu yüzden de bazı huylarımı üvey babamdan almıştım.

"Annem nasıl bir kadındı?" diye sordum.

"Harika bir kadındı. Tabii onu görmeyeli uzun seneler oluyor. Ne dersin, kilo almış mıdır?" diye sordu tanrı Poseidon.

"Sanırım görmeden bilemeyeceğim." dediğimde tanrı Poseidon "O hırçın kadının kendisini salacağını düşünmüyorum." dedi.

"Demek hırçındı." dedim.

"Sertti de." diyen tanrı Poseidon'a "Peki, annemi bu kadar iyi tanıdığına göre söylesene, onunla ilişkin neydi?" diye sordum.

Tanrı Poseidon kısa bir süre düşündükten sonra "Açık açık söyleyemem ama şu insanların mantığı ile düşünürsek akrabam oluyor." dedi.

Merakla "Kendisi ile tanışabilecek miyim?" diye sordum.

"Olimpos'a geldiğinde o da orada olacak." diyen tanrı Poseidon'a "Orada görüşürüz." dedim.

"Görüşürüz." diyen tanrı Poseidon'ın ardından anahtarı çantasına koysun diye Aksel'e verdim.

Aksel, zoı anahtarını diğer anahtarın yanına koyduğunda "Artık son anahtarı alalım." dedim.

"O zaman rotamız oluşturuldu." diyen Metehan ile yürümeye başladık.

Çember Kırılana DekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin