İlişki

2.8K 288 6
                                    

"Seni kaybettiğimi sandım." diyen Aksel'e "Benden kolay kolay kurtulamazsınız." dedim.

"Kurtulmak isteyen de kim?" diye karşılık veren Aksel beni mutlu etmişti.

Aslında onu görmek ve düşünmek de mutlu olmamı sağlıyordu.

Midemde kelebekler uçuşuyordu, hissedebiliyordum.

Karnım guruldayınca bunun aşktan değil de açlıktan olduğunu anlamıştım.

Midemde kelebekten çok aç kurtlar vardı.

"Çok açım." dedim.

Aksel gülerek "Fark ettik." dedi.

"Athena bizi bir otele yerleştirmişti. Bir şeyler alıp otele geçelim. En azından birkaç saat uyuyalım." dedi Aksel.

"Ben bir şeyler alıp gelebilirim. Siz otele geçin." dedi Metehan.

"Metehan daha kaç kez daha birbirimizden ayrılmamamız gerektiğini anlatacağım?" diye sordu Aksel.

Metehan'a bıkmış gözler ile bakıyor, kendisini anlamasını diliyordu.

"Bilekliğim takılı." diyerek giden Metehan'ın ardından merakla "Ne bilekliği?" diye sordum.

"Üçümüz için bileklik aldım. Nereye giderseniz gidin kalp atışını hissedeceğim." diyen Aksel bileğindeki bilekliği gösterdi.

Fikrini beğenerek "Çok mantıklı." dedim.

"Seninki de otelde." diyen Aksel'e "O zaman hızlıca otele gidelim." dedim.

Aksel de "Gidelim." dediğinde yürüdüğü yönde yanında yürümeye başladım.

Mağaradayken bir anlığına da olsa öleceğimi düşünmüştüm.

Kader tanrıçalarının belirledikleri ip bana mı aitti bilmiyorum fakat bana ait olmasa bile ne zaman öleceğim, öleceğimiz belli değil.

Aksel'den hoşlandığımı biliyorun. Onsuz olmak istemiyorum.

Hem "Daha doğrusu yürümeye çalışıyorum. Bu işler ne zormuş. Bir de gelen tavsiyeleri duysan, kafam allak bullak oldu." diyerek üstü kapalı "senden hoşlanıyorum" demişti.

Bence açılmam ikimizin de yararına olur.

Derin bir nefes verdim.

Evet, yapacaktım.

Birçok yaratık ile baş tutmuştum ama bu sevgim beni daha çok heyecanlandırıyordu.

Kendime güvenmeyen bir ses ile "Aksel." dedim.

Aksel'in daha önce benden hoşlandığını belli ettiği sohbetler aklıma gelince kendimden emin bir ses ile konuşmamı sürdürdüm.

"Seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum."

Aksel merakla bana döndü ve "Seni dinliyorum." dedi.

"Bunu nasıl demeliyim, bilmiyorum. Daha önce bir arkadaşım bile olmamıştı." derken Aksel sözümü kesti.

"Ben de senin arkadaşlığından memnunum. Seni tanıdığım için çok mutluyum." dedi.

"Hayır, konuşmak istediğim bu değil. Başka bir his, başka bir ilişki." dedim.

Bunu söylerken utançtan hafif yanaklarım yine kızarmıştı, bunu hissetmiştim.

Aksel durumu anladığını göstergesi olarak başını salladı ve "Anlıyorum." dedi.

"Titanların elindeyken nefessiz kalınca öleceğimi düşündüm." demiştim ki bunu dememin yanlış olduğunu sonradan fark ettim.

Aksel korku dolu bir endişeyle "Nefessiz mi kaldın? Ne yaptılar sana? Niye söylemedin? İyiyim demiştin, şimdi nasılsın? Dürüst ol. Hastaneye gidelim mi?" diye bir sürü soru sıraladı.

"Sadece Kronos'un damarına bastım ve birkaç saniye nefes almamı engelledi." dedim.

Aksel şiddetle "Sadece mi? Nefessiz bırakmış seni! Hak ettiğini bulacak." dedi.

"Öncelikle sakin ol. Bu konuşmayı yapmak kalbimin hızını oldukça değiştiriyor. Hızlıca bitirmek istiyorum." dedim.

"Peki." diye mırıldanan Aksel ne diyeceğimi tahmin etmişti ama içinde heyecan yaşasa da istemiyor gibiydi.

Yine de bu bir engel değildi. Ona hislerimi açıp bu tavrının sebebini öğrenecektim.

"Üvey annem bana üvey babam ile tanışmalarımı hep anlatırdı. Öyle şaşalı bir şey değil fakat benim çok hoşuma gidiyor." dedim ve derin bir nefes verdim.

Hikayeyi hatırlamak bile yüzümde bir tebessüme sebep olmuştu.

Aksel'e baktığımda bir şey düşünüyor ve bu düşündüğü şey onun dert yakmasına sebep oluyordu.

Ne olduğunu anlamamıştım. Bu yüzden hızlıca hikayeyi anlatmaya başladım.

Hikaye sayesinde hislerimi ona açacak ve neler olduğunu soracaktım.

Çember Kırılana DekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin