Uzun süren ve benim gerim gerim gerildiğim bir yolculuktan sonra araba siyah kapıdan geçerek beyaz boyalı bir evin önünde durdu. Diego açılan kapıdan aşağıya indi. Bakışları beni bulduğunda başıyla inmemi işaret etti. Oturduğum yerden uyuşan bacaklarımla ayağa kalkarak arabadan indim. Burnuma dolan portakal çiçeği kokusu beni yatıştırırken gözlerimi yumup bu kokuyu daha çok içime çektim.
Birisinin kolumdan sertçe tutup beni sürüklemesiyle gözlerimi açtım. Diego, kolumdaki parmaklarının gücünü daha çok artırırken acıyla inledim. "Bırak kolumu kendim yürüyebilirim," dedim.
Ama beni umursamadan yürümeye devam etti. Evin önündeki 5 basamaklık bir merdiveni indikten sonra açık olan kapıdan içeri girdik. Diego, kolumu bıraktıktan sonra dış kapıyı sertçe kapattı.Yanımdan geçerken eliyle gelmemi işaret etti. Aldığım nefesleri düzene sokmaya çalışırken onu takip ettim.Beyaz ve gri uyumuna dikkat ederek seçilen mobilyalar hem şık hemde sade duruyordu. Etrafta fazla eşya olmaması beni rahatlatmıştı. Şu durumdayken rahatlamam için gerçekten güzel bir neden!
Diego, koltuklardan birine oturup eliyle karşısındaki koltuğu gösterdi. Gösterdiği yere oturup elbisemin kısa olan eteğini dizlerime doğru çekiştirdim. Diego'nun bakışları bacaklarımda dolanırken huzursuzlukla yerimde kıpırdandım. Yutkunup yüzüme baktı. Bakışları midemi bulandırıyordu. Ondan bakışlarımı kaçırıp etrafa bakındım. Salonla mutfağı ayıran yarım duvar vardı. Oturduğum yerden tezgahın ve dolapların bir kısmını rahatlıkla görüyordum.
"Evi incelemek için çok vaktin olacak. Şimdi beni dinle. Çünkü bir daha tekrar etmeyeceğim."
Diego'yla göz göze gelmeden başımı olumlu anlamda salladım.
"Ben konuşurken yüzüme bak!" dedi öfkeyle. Derin bir nefes alıp yüzüne baktım. Yüz hatları oldukça gergindi. Cebinden bir sigara çıkarıp dudaklarına yerleştirdi. Cebinde başka bir şey arayıp bulamayınca sinirle söylendi. Bir anda bağırmasıyla olduğum yerde sıçradım.
"FEDERİCO!" Az sonra içeriye koşarak gelen adamdan çakmak istedi. Adam cebinden çıkardığı çakmağı Diego'ya uzattı. Adının Federico olduğunu öğrendiğim diğerleri gibi siyah giyinen adam çıkmak için arkasını döndüğünde Diego ona durmasını söyledi.
Bana bakarak" Bu Federico, burada senin korumalığını yapan adamların başı. Senden o sorumlu. Bir şey isteyeceğinde sadece onunla muhatap olacaksın, "dedi. Ona başımı sallayıp bakışlarımı Federico'ya çevirdim. 1.80 boyunda, sarışın, yeşil gözlü ve oldukça kaslı bir adamdı. Bu haliyle bir aksiyon film sahnesinden fırlamış gibi duruyordu.
Diego ona çıkmasını söyledikten sonra tekrar bakışlarımı Diego'ya çevirdim. Sigarasından derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.
"Asla kaçmak gibi bir aptallık yapayım deme. Zaten kaçamazsın ama bu iş bittiğinde canından olursun. O yüzden aklında böyle bir şey varsa sil gitsin. Patron geldiğinde onu memnun etmek için her şeyi yap. Ne isterse yap!" dedi uyarıcı bir tonla. Kaçmayı elbette deneyecektim ama bunu kimseye fark ettirmemem lazımdı. Yakalanırsam hem bu iş devam edecek hem de sonunda öldürülecektim. Bu meseleyi sonra düşünürdüm. Bana çatık kaşlarla bakan Diego'ya tekrar başımı salladım.
" Daha önce de dediğim gibi en fazla haftada 1 kez yanına uğrar o zaman gönlünü hoş tutmaya bak, yoksa senin için hiç iyi şeyler olmaz. Onunla aynı yatakta uyuyamazsın. Uyurken yanında kimseyi istemez. Seninle işi bitince başka bir odaya geç. "
Aklıma gelen soruyla bir anda dudaklarımı aralandı. "Patronun kaç yaşında?" diye sordum.Diego ayağa kalkarken bana alayla baktı. Onunla beraber ben de ayağa kalktım.
"Elli bir," dedi. Başka bir şey söylemeden kapıya doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Mia Donna +18 İtalyan "l.ll. Seri" (Tamamlandı)
ChickLitEli açıkta olan bacağımı okşamaya başladığında elimle elini tutup geri ittim. Bir anda belimden tutup beni kucağına oturttu. " Bir daha benim olanı benden saklama Alya." " Yoksa? " " Kadınım olman sana bir şey yapamayacağım anlamına gelmiyor. Şans...