Jungkook: Moonbyulu öldüren adamın nerede olduğu tespit edildi mi?
Jin: Hayır...Adam başka bir ülkeye kaçmış.
Suga: Ah be, Moonbyul güzel kızdı. Yazık oldu. Ama sıkma canını.
Jin: Nasıl sıkmayayım? Kardeşim gibi gördüğüm kız öldü...
Jungkook: Sen de haklısın. O zaman ağla. Ağla Ve rahatla.
Jimin: Cenaze ne zaman?
Jin: Bu gün...~ Yazardan ~
Solar gözyaşlarına hakim olamıyordu. Her an, her dakika, her saniye hatta her salise ölmek istediğini dile getiriyordu. Hwasa ve Wheein, sırf cenazeye gelebilmek için Amerikadan gelmişlerdi. Solar bu kalabalık Ve gürültülü ortamdan uzaklaşmak için bir ağacın altına oturdu. O sırada yanına Tom, Emma ve Daniel geldi.
Daniel: Sen şu meşhur fıstık olmalısın. İyi misin?
Solar: İyi gibi bir halim var mı?
Tom: Olanlar için üzüldüm. Moonbyul iyi kızdı. Robert adına özür dileriz.
Solar: Dilemeyin...özür falan istemiyorum. Siz özür dileyince Moonbyul geri gelecek mi? Herkesten ve herşeyden nefret ediyorum...
Emma Solara sarıldı Ve herşeyin düzeleceğini söyledi. Ama Solar hiç öyle düşünmüyordu.~ Solar'dan ~
Cenaze bitip herkes dağılınca Moonbyulun mezarına gitmeye karar verdim. Ama o da Ne? Robert mezarın başına oturmuş birşeyler konuşuyordu. Daha rahat dinleyebilmek için yaklaştım.
Robert: Özür dilerim Moonbyul...Böyle olmasını istememiştim. Yani aslına istemiştim ama gerçekten çok pişmanım. Solar Ve Jinin konuşmasına kulak misafiri oldum. O an orada ölmemişsin. Hatta son ana kadar hep uyanık kalmışsın. Çok acı çektiğine Eminim. Buralardan gideceğim. İngiltereye. Seninle son kez vedalaşmaya geldim. Tekrar özür dilerim...
Robert ayağa kalktı. Beni görmemesi için hemen uzaklaştım. İngiltereye mi gidecekti? Demek İngiltere...
YOU ARE READING
Zor Ama İmkansız Değil...
FanfictionHeyşeye rağmen Moonbyul'u gitmekten alıkoyan birşey vardı. Bu oydu...İsmini bilmediği o güzel gözlü çocuk. Hayatını kurtaran o güzel gözlü kahraman...