[flashback]
Moonbyul kızın kolunu bırakıp gözden kayboluşunu izledi. Ama emindi. O gördüğü solardı. Moonbyul ona dokununca birden kılık değiştirmişti sanki. Ama ona Çarpanın Solar olduğuna emindi.
Moonbyul sanki kaybolmuştu. Akşamın karanlığında değil, dar sokaklarda değil. Beyninin ona oynadığı saçma oyunun içinde...
[flashback sonu]~ Moonbyul 'dan ~
Eve gelir gelmez roberta hiçbir şey anlatmadan odama geçtim ve solara mesaj attım.
Moonstarxbyul: Neden yaptın Solar? Seni özlediğimi bile bile..sana çok ihtiyacım olduğunu bile bile neden yaptın. Artık benden o kadar Nefret ediyorsun demek...
Yongsun Unnie: Ne! Ne yaptım ben? Açık konuş Moonbyul.
Moonstarxbyul: Bilmezden gelme. Bu gün seni gördüm.
Yongsun Unnie: Nasıl, iyi ama sen İngilterede değil miydin?
Moonstarxbyul: Evet. Sende öylesin.
Yongsun Unnie: Saçmalama. Kendine gel Moonbyul. Belki sadece benzetmişsindir.
Moonstarxbyul: Yani sen değil miydin.
Yongsun Unnie: Hayır.
Moonstarxbyul: İyi. Neyse sonra konuşalım Unnie.
Telefonu bıraktım. Solar değildi. Ama neden ona o kadar çok benziyordu?~ Robert 'tan ~
Bu akşam için güzel planlarım vardı. Yani en azından bence çok eğlenceli olacaktı...
Robert: Şey Moonbyul, aklıma bir fikir geldi ama söylesem mi?
Moonbyul: Dinliyorum.
Robert: Aslında bu akşam ormana gitsek nasıl olur? Mangal falan yaparız. Her gün aynı şeyleri yiyorsun sana da değişiklik olur.
Moonbyul: Mangal mı? Ateş mi yakacağız yani?
Robert: Evet neden ki?
Moonbyul: Ya, Ateş biraz şey olur. Hani anlarsın ya..,
Robert: Ha, anladım. Ama İnan bana çok eğleneceğiz.
Moonbyul: Ama ben..
Robert: Kırma beni.
Moonbyul: İyi ama ben ateşe yaklaşmam. Pişirme işi sende.
Robert: Tamamdır.[akşam]
~ Moonbyul 'dan ~
Arabaya bindik. Açıkçası bayağı gergindim.
Moonbyul: Şey, ya o vampir adam yine gelirse ne olacak?
Robert: Merak etme onu da düşündüm. Kalabalık yerlerde zaman geçireceğiz. İnsanların içinde birler yapamaz. Yani korkacak birşey yok.
Robert daha fazla soru sormamı istemiyor gibiydi. Ben de sustum. Yaklaşık 20 dakika sonra Robert aniden arabayı durdurdu. Hatırladığım kadarıyla orman bu kadar yakın değildi. Pencereden dışarı baktım. Tahmin ettiğim gibi ormanda değildik. Robert arabayı bir benzincinin önünde durdurmuştu.
Moonbyul: R-robert sen..ne yapıyorsun? Neden durduk?
Robert: Benzin alacağım.
Moonbyul: Onu anladım da neden?
Robert: Ha onu mu sordun sen. Seni öldürmek için kullanacağım.
Moonbyul: Ne! Söz vermiştin.
Robert: Hahaha, ah Moonbyul. İnandın mı cidden? Şaka yapıyorum. Benzinsiz araba çalışmaz değil mi?
Moonbyul: Hıhı. Ben gerilmeye başladım Robert...
Robert: Sakin ol.
Robert arabadan indi. Her şey o günkü gibiydi. Tek fark, şu an yanımda, olası bir tehlikede beni koruyacak olan solar yoktu. Robert ve ben. Baş başaydık...
YOU ARE READING
Zor Ama İmkansız Değil...
FanficHeyşeye rağmen Moonbyul'u gitmekten alıkoyan birşey vardı. Bu oydu...İsmini bilmediği o güzel gözlü çocuk. Hayatını kurtaran o güzel gözlü kahraman...