Bölüm18:Kaderin Kırmızı İpi

1K 73 18
                                    

Yazdığım en uzun bölüm ile huzurunuzdayım.

Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Hepinize iyi okumalar Canlarım💙

~~~

Gözlerimden akan yaşı hiç kimse görmedi.

Hiç kimse ruhumun parçalara ayrıldığının farkında olmadı.

Siz hiç kalabalık içinde geçen bir sohbette söylenen alelade bir söz için akacak olan göz yaşlarınızı saklamaya çalıştınız mı?

Ben çok çalıştım, her bir yaşımı içime akıttım. Sonra içimdeki yaşlardan, nemden ruhum çürüdü.

Öldüm. Vesselam...

~~~

Cihan ÖZKAN'dan

Aldığım notla kalbimin parçalandığını hissettim. Notu tekrar tekrar okuyup anlamaya çalıştım.

Kahretsin! Hâlâ ahizeden Canan'ın ismini haykırırken onun gelmeyen, kulağıma ulaşmayan sesi beni daha çok korkutuyordu. Tek temennim o yemeği yememiş olmasıydı.

Kerim'in arabayı çalıştırması ile Canan'ın bu gece sahne alacağı mekana doğru gitmeye başladık. Notu aldığımdan beri defalarca yaptığım gibi Canan'ın yanına bıraktığımız özel korumaları aradım. "Açmıyor bu adamlar niye açmıyor bu şerefsizler? Sen de bas şu siktiğimin gazına." dediğimde Kerim "Tamam abi, sen bir sakin ol. Bir şey olmayacak yengeye." demişti.

Notu aldığımda yanımda olan Hakan hemen Yavuz'a haber vermişti. Bir yandan da hastaneyi boşaltmak ve güvenli alan oluşturmak için gitmişti. "Geldik abi, Yavuz abi de gelmiş." diyen Kerim'i dinlemeden arabadan inip bara doğru koştum. Kapının önünde gördüğüm Yavuz'un adamlarının arkasından Yavuz, Canan kucağında dışarı çıkıyordu.

Yemiş miydi?

Yavuz'un yanına geldiğimde bağırarak konuşan Yavuz "Hakan hastaneyi ayarladı. Oraya gidiyoruz." derken bana nefretle bakıyordu. Gözlerim Canan'ın solgun yüzüne düştüğünde dudaklarının üzerinde kuruyan ve hala boynundan aşağı doğru akan kanının gördüm.

Seni kendi kanında boğmazsam adam değilim Atıf.

Boğazıma oturan yumru iyice yerleşti ve korkudan elim ayağım buz kesti. Yavuz kucağında Canan ile arka koltuğa bindiğinde adamlarından biri kapıyı kapatmış ve koşarak arabanın ön koltuğuna binmişti. Hızla hareket eden araba gitti.

Gördüğüm baygın beden ile olduğum yerde kaldım. Canan ise gidiyordu. Ona bir şey olması düşüncesi ruhumu daralttı. Onu yeni bulmuşken kaybedemezdim.

Canan yaşayacaktı.

Önümden hızla hareket eden aracın arkasından bakakalmıştım. Saniyeler içerisinde düşündüğüm şeylerden sonra tekrardan arabaya bindim. Hakan'ın bana attığı hastane konumunu Kerim'e verdim. Canan yaşayacaktı, ona yetişecektim. Benim güzel bebeğime bir şey olmayacaktı.

~~~

Hastaneye geldiğimizde hızla içeri koştum. Hastaneden içeri girdiğimde kapının yanında beni bekleyen adamlar "Abi 3. Kat 43 numaralı yoğun bakımda yenge." demişti. Duyduğum "Yoğun bakım" sözleri ile beynimden vurulmuşa dönerken hızla merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım.Üçüncü kata geldiğimde kat tamamen boştu. Odaların numaralarına bakarak ilerlerken bizimkilerin hepsini bir odanın kapısının önünde gördüm.

Durdum, derin bir nefes aldım.

Onlara doğru ilerlediğim de ablam ayağa kalktı. "Cihan, ablacım..." derken yaşlar yanaklarından süzülüyordu. Onu es geçip yoğun bakım odasının kapısının yanında duran Yavuz'un önüne geldim. "Söyle Yavuz yemiş mi? Zehirlenmiş mi Canan?" dediğimde gözleri dolu olan
Yavuz beni önünden hızla geri itti. "YEMİŞ. Lan biz sana demedik mi? BENİM KARDEŞİM KUCAĞIMDAYKEN KAN KUSUYORDU LAN! KAN KUSUYORDU " deyip beni tekrar geri ittiğinde kendimi ona karşı savunacak halim yoktu.

Kaderin Kırmızı İpiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin