Beğenin lütfen 🔪
YORUM DA ATIN YORUM
"Mao?"
Akaashi'nin beni çağırması ile şoka girmiş öylece ona bakarken tekrardan bana seslenmesi ile gözlerimi kırpıştırarak ona baktım.
Kafasını hafifçe yana eğdi, neden gelmediğimi anlamaya çalışıyordu, gelmediğim için üzülmüş müydü ya da neden şoka girdiğimi mi anlayamıyordu bilmiyordum. Belki de bu düşündüklerimden farklı bir şeyi düşünüyordu.
Adının Ai olduğunu öğrendiğim kız yerinde kalakalmış, hafifçe bana dönmüş ve nefret dolu gözlerle bana bakıyordu.
Açıkçası neden bu kadar nefret dolu olduğunu anlayamıyordum.
Akaashi onun yerine beni çağırdığı için miydi?
Ne yani, sırf bu yüzden birinden nefret edebilecek kapasitede miydi?
Birkaç adımda Akaashi'nin yanına gittim. Ai'de beni izledi ve tekrar önüne, bize doğru döndü. Hâlâ bana bakıyordu.
Saçını omuzunun üstünden geriye doğru attı, o an parlak olan koca küpelerini gördüm.
Liseye bu küpelerle mi geliyordu? Açıkçası ben asla rahat etmezdim.
Bir elini beline koydu, "Akaashi'yi ben almayayım diye mi böyle yaptın?!"
Hâlâ neden bahsediyordu bu kız?
"Ne saçmalıyorsun?"
Gözleri Akaashi'ye kaydı, "Bu çirkef ile mi sevgilisin? Bu yüzden mi beni reddediyorsun?"
Akaashi'den hiç ses çıkmayınca ona baktım, dümdüz bir ifade ile Ai'ye bakıyordu.
Derin bir nefes aldı, "Başkaları hakkında bilip bilmeden konuşmamalısın, Ai. Daha popüler olmak için benimle sevgili olmaya çalışmak yerine... Gerçekten sevdiğin biriyle sevgili ol."
Kolumdan tuttu ve arkasını döndü, ne yapacağımı bilemediğim için ben de onun peşinden gittim. Daha 2 adım anca attığımız sırada durdu ve omuz üstünden Ai'ye baktı. "Ve hayır, Mao ile sevgili değilim."
Birkaç koridordan geçtik ve en sonunda sanat sınıflarının olduğu yerde durduk. Akaashi hemen kolumu bıraktı, "Üzgünüm."
"Ha, neden?"
Yanlış bir şey yapmıştı da benim mi haberim yoktu?
"Kolunu izin almadan tuttum."
Gerçekten bunun için özür mü diliyordu? Tanrım... Amerika'daki okulumda kavga büyümesin diye beni sırtına alıp götüren bir çocuk olmuştu.
Dayanamadım ve kahkaha atmaya başladım, şaşırarak bana baktı. Gerçekten kızacağımı mı sanıyordu?
Yani evet, bazıları böyle bir şeyden izin istenmesini isterdi ve bu onların haklarıydı. Ama mahrem bölgem olmadığı sürece tanıdığım birinin bana dokunması benim için sorun değildi.
Yaklaşık 1 dakika boyunca güldüm ve gözlerimin yaşını silerek duvara yaslandım. "Üzgünüm... Böyle özür dilemen bir an komiğime gitti..."
"Yani, kızmadın mı?"
Daha fazla gülmemek için derin nefesler aldım, "Hayır tabii ki!"
"Ah, bu iyi."
Ders zili çaldı, duvardan sırtımı ayırdım. "Sınıfa gidelim."
Kafasını salladı ve sınıfa doğru gitmeye başladık.
"O kız ne zamandır sana karşı böyle?"
"Birkaç aydır."
"Hangi sınıfta?"
"2-3, ailesi çok zengin, her zaman parası ile hava atmaya çalışıyor. Bu yüzden onu samimi bulmuyorum. Bu sene de takımda daha çok dikkat çektiğim için kafayı bana taktı."
"Kötüymüş. Gerçekten sinirimi bozdu."
Kıkırtı duyunca adım atmayı bıraktım ve Akaashi'ye baktım. Elinin tersi ile ağzını biraz kapatmış, kısa bir süreliğine de olsa gülmüştü.
Şaşırmıştım, onunla birkaç gündür tanışıyordum ama gerçekten güldüğünü hiç görmemiştim.
Ona baktığımı fark edince bana döndü, "Ah, şey... Komik geldi bir an."
Gülümseyerek kafamı salladım ve yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akaashi x Reader (Haikyuu x Reader)
FanfictionAmerika'da okuyan Atsumu ve Osamu'nun üçüzü Mao; ailesinin ona ceza vermesi ile tekrardan Japonya'ya döner ve kardeşlerinin maçına gittiği sırada Akaashi ile karşılaşır.