Ek bölüm 2

2.4K 213 165
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

10 yıl sonra:

"Mao Hanım! Çocuklarınız şu an nerede?"

"Mao Hanım! Lütfen sorularımızı cevaplayın!"

"Eşiniz Keiji Bey'in voleyboldaki başarısını nasıl kutlayacaksınız?"

"Bazı fanlarınız grubunuzdan Edric ile gizli ilişkide olduğunuzu öne sürüyor! Onlar hakkında düşünceleriniz neler?"

"Keiji Bey ile kavga ettiğinize dair dedikodular doğru mu?"

Yürümeyi bıraktım ve bana mikrofonlarını uzatan insanlara baktım.

Ünlü olmak... Ne kadar da boktan bir şeydi.

Derin bir nefes aldım.

"Keiji ile kavgalı değiliz, zaten anladığınuz üzere şu an Japonya'ya gidiyorum. Edric liseden beri kardeşim gibidir, boş dedikodulara inanmayın."

Japonca soruları Japonca cevaplamak için yutkundum ve tekrar kameralara döndüm. "Keiji'nin başarısını nasıl kutlayacağım kimseyi ilgilendirmez. Çocuklarım da şu an Japonya'da, kardeşlerimin yanında. Tabii arada bir Keiji onları görmeye gidiyor."

Başımı eğerek kameralara veda ettim ve uçağa doğru ilerlemeye devam ettim.

1 gün sonra:

Arabadan indim ve eve ilerleyerek kapıyı çaldım. Atsumular geldiğimi biliyordu ama çocuklara söylememelerini söylemiştim.

İçeriden Kazuo ve Kaito'nun bağırışları ve adım seslerini duydum. Birkaç saniye sonra ise kapı açıldı.

Kazuo beni gördüğü an gözlerini kocaman açarak bağırdı. "ANNE!"

Kaito kapının arkasından çıktı ve beni görünce bir anda bacağıma sarıldı.

Gülümseyerek onu kucağıma aldım ve hâlâ yerde duran Kazuo'nun başını okşadım. "Selam çocuklar!"

Valizimi içeri çekerken kaşlarımı çatarak etrafa baktım. "Dayılarınız nerede?"

"Osamu dayım evde değil, Atsumu dayım ise oyun oynuyor!"

Sinirle çene kasımı sıktım, "Atsumu dayın demek oyun oynuyor..."

5 yaşındaki çocukları tek başlarına kapıyı açmaya gönderecek ve onları umursamadan oyuna devam edecek aptal bir kardeşim vardı.

Kaito'yu yere bıraktım ve içeri ilerledim. Atsumu gözünü 1 saniye televizyondan ayırıp bana baktı ve geri televizyona döndü. "Hoşgeldin Mao."

"SENİ KÜÇÜK...!" küfür etmemem gerektiği aklıma gelince dudağımı ısırdım ve Atsumu'ya ilerleyerek kafasına şaplak attım.

Daha sonra çocuklara döndüm, "Dayınız bir daha böyle bir şey yaparsa benim yaptığımı yapın."

"Tamam!"

"Tamam!"

Atsumu korkulu bir ifade ile çocuklara döndü. "Hayır! Onu bana yapmayın! Sakın!"

"Keiji nerede?"

"Çalışma kampı vardı, oradadır muhtemelen."

"Onu görmeye gidiyorum."

Çocuklara döndüm, "Babayı göreceksiniz, hazırlanın hadi."

İkisi de aynı anda içeri koşmaya başlayınca gülerek peşlerinden gittim.

~~~~~~~~~~~~~~~

Arabadan indim ve arka koltuktaki Kazuo ile Kaito'yu da arabadan indirdim. İkisini de birer tarafıma alarak ellerini tuttum ve yürümeye başladım.

Binaların olduğu alana geldiğimizde sesleri duyulmaya başlamıştı. Top sesleri ve bağırışlar geliyordu.

Çalışma alanlarına geldiğimizde Keiji'nin en ortada elindeki topla oynarken Kōtarō ve Shoyo ile bir şeyler konuştuğunu gördüm.

Bizi ilk gören Shoyo oldu ve gözleri bir anda parlarken çenesi ile bizi işaret edip Keiji'ye bir şeyler söyledi. Keiji anında arkasını döndü ve bizi gördüğü gibi topu Kōtarō'nun eline bırakıp bize yaklaşmaya başladı.

İlk önce çocukları sevdi, dakikalar boyu onlarla konuştu ve daha sonra çocuklar Shoyoların yanına gidince bana döndü. "Güzellik..."

Ellerini belime sardı ve dudağıma minik bir öpücük kondurdu. "Özledim seni."

Kollarımı ona sardım ve sıkıca sarıldım. "Ben de..."

Saçlarım ile oynarken kulağıma doğru mırıldandı, "Dünkü havaalanı röpörtajında insanları dövecek gibi cevap verdin sorulara." sesinde alaycı bir ifade vardı. Hatta muhtemelen gülümsüyordu.

"Sinirimi bozuyorlar. Her seferinde aynı şeyleri farklı kelimeler ile sorup duruyorlar. Neymiş seni mi aldatıyormuşum, kavgalı mıymışız..."

Belimdeki eli beni daha da sıkıp kendisine bastırırken boynumu öptü ve dudakları boynumdan ayrılmadan konuştu.

"Yıllardır bu böyle, ünlü olmanın işkencesi."

Eşofmanımın çekildiğini fark edince başımı yere eğdim. Kaito hemen aşağıda bana bakıyordu. Geldiğini bile fark etmemiştim.

"Anne, bize kardeş mi yapacaksınız?"

İkimiz de şok içinde Kaito'ya döndük.

"Ne alaka şimdi bu canım?"

Keiji yere eğildi ve Kaito ile yüzyüze geldi.

"Kōtarō amcam öyle dedi! Size bakarken dedi ki eğer böyle yapmaya devam ederseniz yakında bize kardeş gelecekmiş!"

Ağzım bir karış açık Kaito'ya bakarken Keiji gülümseyerek Kaito'nun saçlarını okşadı. "Kōtarō amcanı dinleme sen. Dur ben bir onunla konuşayım... Sen annenin yanında kal."

Ayağa kalktı ve Kōtarō'ya doğru ilerlemeye başladı. "Kōtarō! Biraz konuşabilir miyiz?"

Sesindeki tehditkârlık 10 kilometere öteden bile fark edilebilirdi.

Akaashi x Reader (Haikyuu x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin