BEĞENİN LÜTFEN 🔪
YORUM DA ATIN LAN
Not: Anne ve babanız aşağıdaki fotoğraftaki kişiler. Biraz genç duruyorlar ama işte siz sadece öyle aklınıza şey yapın diye koydum.
Polisler gelmiş, adamı ve bizi alıp karakola getirmişlerdi. Bizi de alma sebepleri hem olayın içinde olmamız, hem de adama şiddet uygulamamızdı.Ama Akaashi tamamen boş yere getirilmişti, o da biz polisi ararken adamı dövmek istemişti ama izin vermemiştim.
Adamı ayrı bir nezarethaneye, bizi ise ayrı bir nezarethaneye almışlardı. Babamların gelmesini bekliyorduk.
Eh... Tabi bir anda Amerika'dan buraya gelmek de kolay bir şey değildi. Bugün burada kalmak zorundaydık.
Atsumu ve Osamu karşıdaki oturağa yan yana oturmuş şu an bulunduğumuz durumu hiç umursamadan taş kağıt makas oynuyorlardı.
Akaashi ve ben ise sessizce onları izliyordum.
"Güzelim."
Akaashi'nin sessizce konuşması ile ona döndüm, "Ne oldu?"
"Başımız baya baya dertte, farkındasın değil mi?"
"Evet."
Başımızın dertte olduğunun farkındaydım ama babamlar geldiği an buradan çıkacağımızı biliyordum. Zaten Atsumu ve Osamu'daki rahatlık da bundan kaynaklıydı.
Gülümseyerek başımı omuzuna yasladım, "Merak etme, sadece babamları beklemeliyiz."
Çenesini kafama dayadı ve saçımı hafifçe öptü, "Peki."
"Lan. Akaashi."
Atsumu'nun sesi ile ikimiz de ona baktık. Dik dik Akaashi'ye bakıyordu.
"En fazla 16 saate buradan çıkacağız, gözümün önünde yiyişmeyin."
Akaashi tek kaşını kaldırarak kolunu omzuma attı, "Tamam be, bir şey yapmadık."
Osamu'ya baktım. Hiçbir şey demiyor, sessizce bize bakıyordu.
~~~~~~~~~~~~~~~
"Güzelim, uyan."
Akaashi'nin nazik ses tonu ile yavaşça gözlerimi açtım ve mırıldandım. "Ne oluyor?"
"Annenler geldi, çıkıyoruz."
Gözlerimi faltaşı gibi açarak yerimden fırladım. Atsumu ve Osamu çoktan kapının önüne gelmiş kapının açılmasını bekliyordu.
Akaashi'yi bileğinden çekerek kaldırdım ve kapı önüne geldim. Polislerden biri kapıyı açarken gözüm arkada masada karşı karşıya oturan annem ve babama kaydı.
Annemin sırtı bize dönüktü, babam ise kulağındaki küpeler ile oynarken sert gözlerle etrafa bakıyordu.
Demir kapının açılma sesi ile babamın gözleri bizim olduğumuz yöne kaydı. Soldan sağa doğru Osamu ve Atsumu'ya baktı. Daha sonra bana baktı. Kızgın görünüyordu ama bize kızgın olmadığını biliyordum.
Daha sonra gözü Akaashi'ye kaydı. Tek kaşını kaldırarak onu inceledi ve geri anneme döndü.
Yavaş adımlarla yanlarına doğru gittiğimizde Atsumu direkt anneme sarıldı. "ANNE!"
"Atsumu."
Annem ayağa kalktı ve Atsumu'ya sarıldı. Daha sonra bize döndü ve Osamu ile bana da sarıldı. "Mao, iyi misin? O piç herif sana bir şey yaptı mı?"
"Hayır, iyiyim. Biz değil adam yaralı."
Babam sakince mırıldandı, "Eh... Size öğrettiğim şeyler bir işe yaradı en azından."
Gözümü ona çevirdim. Sakin gözüküyordu ama beni baştan aşağı süzüp duruyordu. Kollarıma, yüzüme, bacaklarıma bakıyordu. Yaram olup olmadığına emin olmaya çalışıyordu.
Bir polis memuru geldi, "Chuuya Bey, Aris Hanım, biz de sizi bekliyorduk. Hoşgeldiniz."
"Dava açıyorum."
"Anlamadım?"
Babam öne eğildi ve dirseklerini dizlerine bastırdı. "Kızımı taciz eden, rehin alan, iğrenç sözler söyleyen adama. Dava açıyorum."
"Tamam... Aslında çocuklarınızın da başı biraz be-"
Annem Amerikan aksanı ile konuştu. "Çocuklarımın başı böyle bir durumda belada olamaz. Ne yani, kızımın taciz edilmesine izin mi vereceklerdi?"
Babam ayağa kalktı, annem saçlarını arkaya atarken mırıldandı. "Çocuklarım ve..." Gözü Akaashi'ye kaydı. "Çocuklarımın arkadaşı. Hepsi korumamız altında."
Babam cebinden bir kart çıkararak polis masasının üzerine bıraktı. "Avukatlarımıza buradan ulaşabilirsiniz. Tüm işlemleri onlar halleder. İyi günler dilerim."
Babam elini annemin beline sardı ve birlikte yürümeye başladılar. Atsumu ve Osamu'da direkt arkalarından ilerledi.
Akaashi muhtemelen az önce anne ve babamın konuşmasına şok yaşıyordu. Onu dirseğim ile dürttüm ve yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akaashi x Reader (Haikyuu x Reader)
Fiksi PenggemarAmerika'da okuyan Atsumu ve Osamu'nun üçüzü Mao; ailesinin ona ceza vermesi ile tekrardan Japonya'ya döner ve kardeşlerinin maçına gittiği sırada Akaashi ile karşılaşır.