Akaashi x Reader (Haikyuu x Reader)

Voleybol öğretmek

BEĞENİN LÜTFEN 🔪

YORUM DA ATIN

YORUM LAN YORUM

Parka yaklaştığımda Akaashi ve Bokuto'nun parkın çevresini saran demir korumalara yaslanmış bir şeyler konuştuklarını gördüm.

Ben parkın sağından geliyordum ve Bokuto sol tarafta olduğu için beni görebilirdi, ama Akaashi'nin kafası Bokuto'ya çevrili olduğu için beni göremezdi.

Biraz daha yaklaştığımda Bokuto'nun gözleri bana kaydı ve gülerek Akaashi'ye bir şeyler dedi, Akaashi'de ardından bana döndü.

Yanlarına gelip durdum, "Geç kaldım, üzgünüm."

"Biz de yeni gelmiştik zaten!" Bokuto her zamanki neşeli sesi ile konuşuyordu.

"Evet, biz de yeni gelmiştik." Akaashi'de Bokuto'ya destek çıktı.

"Ee, ne yapacağız?"

"Sana voleybol öğreteceğiz!"

Bokuto'nun dediği şey ile şaşırarak ona döndüm. "Ne?"

"Akaashi istedi!"

Daha da şaşırarak Akaashi'ye döndüm, "Öyle mi?"

"Hayır, yani... Bokuto-san'da istedi."

"Ama önce Akaashi istedi!"

Bu böyle uzarsa ikisi atışıp duracaktı. Gülmemek için dudağımın iç kısmını ısırırken ellerimi havaya kaldırdım. "Tamam, sakin olun. Kimin istediğini boşverin. Nerede öğreteceksiniz?"

"Yakınlarda açık bir voleybol sahası var."

Akaashi'nin dediği şeyi kafamı sallayarak onayladım. "Tamam o zaman, gidelim mi?"

"Evet!! Çok güzel olacak!"

Bokuto benden de heyecanlı gibiydi. Çok tatlıydı.

15 dakika yürüdükten sonra dedikleri açık voleybol sahasına gelmiştik. Şansımıza kimse yoktu, rahat olabilirdik.

Bokuto güvenliğe giderek bir top aldı ve geri yanımıza geldi.

"Hangi mevkide oynamam gerekiyor?"

Daha önce hiç voleybol oynamamıştım, bu yüzden hangisinde daha iyiydim veya iyi miydim bilmiyordum.

"Akaashi ellerinin güzel olduğunu söyledi, pasör olmayı dene!"

Akaashi ellerimin güzel olduğunu mu söylemişti?

Bokuto pot kırmış gibi bir anda yerinde kalakaldı ve Akaashi'ye baktı, ben de Akaashi'ye döndüm.

Önce Bokuto'ya sonra bana baktı.

"Ellerin güzel derken... Parmakların demek istemiştim. Pasör parmakları gibi, topa uyar."

Gözünü benden kaçırarak konuşmuştu. Utanmış mıydı? Anlayamıyordum. Ama eğer utandıysa daha fazla utandırmak istemiyordum, bu yüzden hemen konuyu kapadım.

"Tamam o zaman, ne yaparak başlıyorum?"

"Önce Akaashi sana pas atmayı öğretecek, çünkü pasör olan o. Daha sonra yapabilirsen bana pas atacaksın ve ben de smaç atacağım!"

Bokuto yine heyecanla konuşurken gülümsedim ve kafamı salladım.

~~~~~~~~~~~~~~~

Saat akşam 7 oluyordu. 4.30'tan beri voleybol çalışıyorduk. Aslında eğlenceliydi, ama dediğim gibi yorulmayı seven biri değildim ve bunu her zaman yapamazdım.

Nefes nefese yere oturup sırtımı ağaca yasladım. Birkaç saniye sonra boynumda hissettiğim soğukluk ile irkildiğimde kafamı çevirdim. Akaashi sol elinde 2 soğuk su tutmuş, sağ elindeki suyu ise boynuma yapıştırmıştı.

Gülerek suyu elinden aldım, "Teşekkürler."

Hemen yanıma oturdu, o kadar yakın oturmuştu ki bacaklarımız birbirine değiyordu. "Rica ederim."

Bizden 2-3 metre ötede olan ağaca yaslanan Bokuto'ya elindeki sulardan birini fırlattı ve kendi elinde kalanı da açarak birkaç yudum aldı.

Ben de açtım ve içtim, iyi gelmişti.

"Böyle içtik ama... Terliyiz, hasta olmayız umarım."

"Olmayız, olursak bakarız."

Ona döndüm, "Bakarız?"

"Birbirimize iyi bakarız anlamında... Şey yani, hani iyileştirmek için... Her neyse, boşver."

İstemsizce kahkaha attım, Bokuto'da tüm konuşmamızı duymuştu ve ben kahkaha atmaya başlayınca o da kahkaha atmaya başladı.

Akaashi ise dudağını ısırarak başını öne eğdi.

Dirseğimle onu dürttüm, "Hey, utandın mı?"

"Hayır, neden utanayım ki?"

Hava kararmaya başlamıştı. Bir anda sahadaki sokak lambası yandı ve o an Akaashi'nin gözleri bana döndü.

Gözlerine öylece bakakaldım, gülmem bile donakalmıştı.

Gözleri... Çok güzeldi.