BEĞENİN LÜTFEN
Bu aralar sabahları hiç uyuyamıyorum istemsizce 6-7 gibi kalkıyorum ağlayacağım cidden
YORUM DA ATIN HE
Akaashi tam karşımdaydı ama bir kez bile dönüp bana bakmamıştı. Bileğimi ise her zamanki tutuşlarına göre çok daha sert tutuyordu.
"Bıktım senden."
Gözüm bileğimi tutan elinden ona kaydı, o an bunu Ai'ye dediğini anladım.
"Yaptığın her şey tacize giriyor, biliyor musun?"
Ai hiç konuşmuyordu, sadece Akaashi'ye bakıyordu. Onun böyle şeyler demesini beklemiyor gibiydi. Şoka girmişti.
"Okulda istemediğim hâlde peşimden gelmen, dışarıda bazenleri beni takip etmen, yakın olduğum kızlara sataşman, kızları benimle yakın diye tehdit etmen, istemediğim halde bana çıplak fotoğrafını atman!"
Şoka girmiştim. Ai bunların hepsini yapmış mıydı? Evet benim üstüme geliyordu ama Akaashi'yi takip etmek, çıplak fotoğraf atmak...
"A-akaashi sen yanlış anla-"
"Neyi yanlış anladım? Şu an seni polise şikayet edebilirim. Birkaç hafta sonra 18 olmuyor musun zaten? Reşit bile sayılıyorsun."
Ai bir şey diyemiyordu, gözleri titriyordu, elleriyle oynuyordu.
Akaashi bir adım daha Ai'ye yaklaştı. "Bir daha bana veya bir yakınıma yavşarsan," bileğimi tutan eliyle beni de bir adım öne çekti ve tam yanında durdum.
Bana bakmadı, ama o an öfke dolu gözlerini gördüm.
"bir daha Mao'ya yaklaşır, ona tek bir iğrenç şey, benimle ilgili tek bir şey söylersen... Sana yemin ederim seni okulda da dışarıda da süründürürüm. Anladın mı beni?"
Hiç bağırmamıştı, Ai'ye dokunmamıştı, ama sesinden oluşan tehdit her insanı korkutmaya yeterdi.
Çok sinirli duruyordu. İlk kez onu bu şekilde görüyordum.
Bileğimi elinden zar zor çektim ve ben elini tuttum. "Akaashi, yeter..."
Birkaç saniye daha Ai'ye bakıp bana döndü. Gözleri gözlerimle buluştuğu an gözündeki öfke yavaş yavaş silinmeye başladı.
Elini tutan elimin parmaklarını parmaklarına kenetleyip geri Ai'ye döndü, bu sefer daha sakindi.
Ai ise resmen ağlayacak duruma gelmişti.
"Neden seni değil Mao'yu seviyorum biliyor musun? Çünkü bir kez bile senin yaptığın iğrenç şeylerden yapmadı. Popülerim diye benimle konuşmadı, arkadaş olmak için konuştu. İlgisini çekeyim diye bana çıplak fotoğrafını atmadı. Benimle konuşan, yakın olan hemcinslerini benim yüzümden aşağılamadı."
Koridora döndü, elimi tuttuğu için ben de onunla döndüm. Omuz üstünden Ai'ye baktı. "Artık farkınızı anladığını düşünüyorum."
O koridorda kimse yoktu, bu yüzden Ai'ye rahatça bunları söyleyebilmişti.
En başta yürüdüğüm koridora geri girdik ve bir yere doğru yürümeye başladık. Nereye gittiğimizden emin değildim ama sanırım sınıfa gidiyorduk.
Etrafa baktım, herkes bize bakıyordu. Okul koridorunun ortasında el ele tutulmuş okulun en popüler çocuklarından biriyle yürüyordum. Sanırım bu şekilde bakılması normaldi.
Sınıfın önüne geldiğimiz an Akaashi kapıda durdu ve beni kendisine döndürdü. "Derse girmesen olur mu?"
"Ne?" hâlâ az önceki olayın şokundaydım.
"Ders diyorum, son 1 dersin kaldı. Girmesen olur mu?"
Başımı hızlıca aşağı yukarı salladım.
"Güzel, git çantanı al o zaman." belimden tutarak beni sınıfa yöneltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akaashi x Reader (Haikyuu x Reader)
FanfictionAmerika'da okuyan Atsumu ve Osamu'nun üçüzü Mao; ailesinin ona ceza vermesi ile tekrardan Japonya'ya döner ve kardeşlerinin maçına gittiği sırada Akaashi ile karşılaşır.