Natasha'danKapıdan girdiğimde gözüm evi tarıyordu. Bu çocukları tanımıyordum fakat hafızam yerine gelmeden önce Peter'ın kızı savunduğunu görmüştüm. Bu da onlardan daha az şüphe duymamı sağlıyordu. Robin içeriye girdikten sonra bana koltuğu işaret etti. Ben oturduktan sonra onlarda karşıma oturdular. Robin bir süre sonra kalkıp gittiğinde Steve ile yalnız kalmıştım. Gözlerinde ki korkuyu görebiliyordum. Haklıydı beni tanımıyordu.
"Benden korkmana gerek yok. Size bir şey yapmam." rahatlamasa bile gülümsemişti. Robin elinde bir tabakla geri geldi.
"Kusura bakma dolapta sadece bunu bulabildim. Yarın Hawkins'e geri döneceğimiz için alışveriş yapmadık." masanın üzerine koyduğu tabağa baktım. Fıstık ezmeli ekmek, benim favori yiyeceğimdi. Bir zamanlar yani.
"İki haftadan beri nerede kalıyorsun?" Steve'in sorusu ile elimde ki ekmeği tabağa koydum.
"Ben bir askerim Steve, kalacak yer elbette bulurum." kafasını sallayıp ellerini ovuşturmaya başladı. Bu çocuk çok fazla gergindi.
"Yarın Hawkins'e gideceğiz dediğim gibi. Sende bizimle gelirsin dimi?" beklenti dolu gözler ile sormuştu Robin.
"Geleceğim, artık bazı şeylerin zamanı geldi."
HAWKİNS ~ Maya'dan
"Şurası boş." Betty bir masayı işaret ettiğinde geçip oturdum. Bayan Ally'nin ikazı üzerine ders çalışmak için bir kafeye gelmiştik. Garson geldiğinde siparişlerimizi verdik. Siparişler gelince çalışmaya başladık.
"Hangi konularda eksikliklerin var?" Betty bir yandan soğuk kahvesini içiyor bir yandan da ders kitabını kurcalıyordu.
"Konuları bilmiyorum." yüzüme bakıp sen ciddi misin bakışı attı. Kafasını sallayıp anlatmaya başladı.
*
"Betty, bence bugünlük yeter. Çünkü daha fazla anlatırsan beynim patlayacak." şaka değildi gerçekten beynim çok zorlanıyordu. Kafasını sallayıp kitabın kapağını kapattı. Kahvemi yudumlarken yanımızda ki sandalyelerin çekilmesi ile kafamı kaldırdım. Üç tane adam bize yılışık bir şekilde bakıp masaya oturmuşlardı. Anlaşılan bizim bir günümüz bile sakin geçemeyecekti.
"Naber güzellikler? Yanlız oturduğunuzu gördük. Dedik bu kızlar yanlız olmamalı." yılışık herifin dediğini umursamadan Betty'e döndüm. Yüzünde korku vardı, haklıydı savunmasız olduğunu zannediyordu fakat değildi. Masadan kalktığımda Betty'de kalktı. Kitapları kucağına alıp yanıma geldi.
"Durun be güzelim, nereye böyle? Ne güzel konuşuyorduk." kolumu tutan eline bir de yüzüne baktım. Şu erkeklerin boş öz güveni beni güldürüyordu. Hızla elinden çektim kolunu, güçsüz bir şeydi.
"Hadi ama güzellikler. Biraz eğlenmek istedik. Suç mu?" Belime sardığı eline baktım. Ani bir hareketle elini ters döndürdüğümde acıyla bağırdı. Masada ki diğer yılışıklar kalktığında belimi tutan adamın arkasına tekme savurdum.
"Sen çok oluyorsun ama!" bana doğru gelen sarışın çocuğun karnına tekme savurdum. Kapıdan içeriye giren kişilere baktığımda Betty'nin elinden tutup koşmaya başladım. Ara sokaklara girdikçe geriliyordum fakat bunu belli edersem Betty ağlayacaktı. Dolan gözlerinden bunu anlamıştım. Önüme çıkan bina ile durdum. Şimdi sıçmıştım ağızlarına. Binanın önünde duran güvenliğe ilerledim, Betty ne yapıyorsun der gibi bakıyordu.
"Sırlar ve sırlar, ben Maya Hopper. Diana Carter'a iletir misiniz?" güvenlik kafasını salladığında beklemeye başladım. Dışarıdan bakınca normal bir ofis gibi görünüyordu ama içi tamamen labirent gibiydi. Yılışık grup sırıtarak bize doğru gelmeye başladığında Betty daha çok yanıma yaklaşıyordu. Niye kaçmadığımı çözer gibi bir hali vardı. Güvenlik yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Secrets} Maya Hopper & Will Byers | Stranger Things
FanfictionSırlar... 12 özel genç, 12 hayat, 12 farklı güç... Ama hepsi hayatta mı? Hiç tanımadığı ailesinden koparılmış ve denek olarak kullanılmıştı. Onda ki doğuştan gelen olağanüstü gücü fark eden doktorlar üzerinde bir sürü deney yapmıştı küçük bebeğin...