41.BÖLÜM 🌙

214 19 73
                                    

Peter'dan

Çalan telefon ile başımı belgelerden kaldırdım. Bilinmeyen bir numara arıyordu. Çağrıyı cevapladım ve kulağıma götürdüm.

"Gerçekleri öğrenmek istiyorsan Georgia'da ...................... Sokağına saat 20.00'da gel." sesi tanıyordum. Araya'nın sesiydi bu. İyide o hapishane de değil miydi?

Diana'dan

"Nasıl olur bu Peter!" sinirle elimi masaya vurdum. Böyle bir şeyden nasıl haberim olmazdı.

"Bilmiyorum Diana, Araya beni aradı. Demek ki şuan hapishanede felan değil." sakinleşmek adına derin bir nefes aldım.

"Tamam Peter, bu olayla ilgileneceğim. Gelişmelerden seni haberdar ederim." aramayı sonlandırdığımda Steven'ın numarasını tuşladım. Kısa sürede açtı.

"Steven, Araya nasıl olurda serbest bırakılır."

"Benim de şimdi haberim oldu. Hapishane müdürü ile görüşmem var." merdivenlerden inmiş endişeli gözler ile bakan Maya'ya gülümsedim.

"Beni haberdar et. Bende ajanların yanına gidiyorum. Nasıl olurda böyle bir hata yaparlar aklım almıyor." yanıma gelip kafasını omzuma koyan Maya'nın saçına öpücük kondurdum.

"Sen zahmet etme. Onlar oraya geliyor. Merak etme sivil bir şekilde."

"Tamam Steven, görüşürüz."

"Görüşürüz Diana." telefonu kapatıp yanıma koydum. Maya, ona sarıldığımda daha da sokulmuştu.

"Erken kalkmaya alışmışsın bakıyorum." uykulu sesi ile bana cevap verdi.

"Alıştıranlar utansın." gülüp saçını okşamaya başladım. Eleven bütün gece Mike ile konuştuğu için uykusuz kalmıştı. Her seferinde ajan annesi olduğunu unutması beni çoğu zaman güldürüyordu.

"Maya sana bir şey sormak istiyorum." kısa esnemesinin ardından başını salladı.

"Semih'i daha önceden tanıma ihtimalin var mı? Çünkü arkadaşlarının ve Eleven'ın bakışı ona karşı pek iyimser değildi." vücudunun gerildiğini hissetmiştim.

"Önemli birisi değil. Beni aldatan eski sevgilim sadece." bana yasladığı vücudunu kaldırıp gözlerimin içine baktı. Bu kadar küçük yaşta aldatılmış olan kızımın kolundan çekip kendime yasladım. Hayat acımasızdı elbette, ama gençlik yıllarında daha da acımasız oluyordu. Bizzat yaşamıştım.

"Eğer onu görmekten rahatsız oluyorsan miniğim, hiç düşünmeden buradan taşınabiliriz. Bana söylemekten sakın çekinme."

"O beni rahatsız etme lüksüne sahip değil anne. Şuan bir sevgilim var ve mutluyum." gülüp burnunu sıktım. Bu sırada Eleven sarhoş gibi merdivenlerden iniyordu. Uykusuzluğu o kadar derin olmalıydı ki karşısında ki bizi bile görmüyordu. Mutfağa girdiği an ilk yaptığı şey buzdolabını açmak olmuştu. Buzdolabı ile kısa bakışmasının ardından ayağını yere vurup sertçe buzdolabının kapağını kapattı. Gözleri bizi bulunca ekşittiği yüzü ile yanımıza geldi.

"Umarım açlıktan ölürüm ve sizde vicdan azabı çekersiniz. Waffle nasıl bitmiş olabilir. Daha yeni almıştık. Bugün benim waffle yeme günümdü." küçük bir çocuk gibi büzdüğü suratında dolmuş küçük gözlerine baktım. Maya bastırmaya çalıştığı kahkahası ile kafasını yastığa gömmüştü. Eleven'ın kolundan tutup diğer yanıma oturttum. Daha uykusunun var olduğunu omzuma koyduğu başı ile anlamıştım.

Çalan kapı sesi ile uyuyan kızlarıma baktım. Yavaşça kafalarını yastığa koyup kapıyı açtım. Üst seviye ajanlardan oluşan bir grup kapının önünde bekliyordu. Üzerlerinde normal sivil kıyafetleri olması onları normal insana dönüştürmemişti elbette, sadece kimliklerini gizliyorlardı. Vitrinden anahtarı alıp kapıyı yavaşça kapattım. Hasır sandalyelere oturmalarını söyleyip kafamı salladım. Ajan20 konuşmaya başladığında ona döndüm.

{Secrets} Maya Hopper & Will Byers | Stranger ThingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin