Bugün Lucas ve Dustin geliyor. Bir hafta daha burada kalacağız galiba. Kalacağız diyorum çünkü Amerika'ya gitmeye karar verdim. Çünkü her ne olursa olsun Semih'in peşimi bırakmayacağına adım gibi emindim. Biraz kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı. Bu olanlar beni gerçekten çok yormuştu. Biliyor musunuz? Ben hala da bu olanların rüya olduğunu düşünüyorum. Çünkü imkansız gibi bir şey, özel güçlerimin olması bile çok saçma. Evet hep özel güçlerimin olmasını isterdim. Ama yine de saçma geliyor.Saat sabahın yedisi ve ben tavana bakıp bu olanların gerçek mi yoksa rüya mı olduğunu düşünüyorum. Artık saçmalamayı kes istersen Maya rüya olsaydı illaki fark ederdin. Anla işte rüya değil. Hem mutlu musun evet niye hala kurcalıyorsun akışına bırak biraz. Haklısın demek istemiyorum ama galiba yine haklısın iç ses. Düşüncelerimi açılan kapı böldü. Uyuma taklidi yapmaya karar verdim. Niye işsiz misin kızım sen evet işsizim. Yatağımın yanı çöktü. Acaba kim gelmişti.
"Kuzen... Hadi kalk.... Kuzen" kimi beklemiştin yoksa Wi... Hayır onu beklediğimi nereden çıkardın saçmalama.
"Ne oldu niye sabahın köründe uyandırdın beni" kesinlikle daha önce uyanmadım. İftira atıyorsunuz.
"Lucas ve Dustin akıllılar gece uçuşunu seçmişler şimdi bizi havaalanında bekliyorlar. Onları almaya gideceğiz sende gelecek misin?" tabi geleceğim oğlum bensiz bir şey yapamazsınız.
"Tabi gelirim çık sen ben geleceğim"
"Tamam bak sakın geri uyuma"
"Tamam lan siktir git artık." daraldım.
"Tamam be çabuk ol ama bak" Allah'ım sabır ver.
"Bak Steve bu vazoyu kafana yemek istemiyorsan çık git odamdan"
"Tamam çıkıyorum kızma" en sonunda çıkmıştı. Cidden bazen çok çekilmez oluyor. Ama her ne olursa olsun onu seviyorum. Hemen üzerimi giyindim. Gri eşofmanımı ve krem askılı büstiyerimi giymiştim. Saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım. Dışarısı ateş gibiydi. Makyaj yapacak halim olmadığına emindim. Doğallık iyidir makyaj yapmadan çıktım odadan.
Aşağı indiğimde herkes kahvaltı masasında oturuyordu. İnsan bir beni bekler insafsızlar.
"Günaydın herkese" hepsinden geri dönüş aldıktan sonra masaya oturdum.
"Hadi kalkın çabuk çocuklar bekliyorlar sizi siz burada kahvaltı ediyorsunuz hala dışarıda edersiniz kahvaltınızı" nE
"Yazık değil mi bana ya aç mı kalayım ben şimdi" herkes kahvaltısını yapmıştı. Bir tek ben yapmamıştım.
"Tamam hadi bekliyoruz et kahvaltını" dedi Will. Beni de düşünürmüş.
"Yok ya acıdım çocuklara şimdi bunlar ne yapacaklarını da bilmezler en iyisi gidelim" bir an cidden acımıştım. Türkçe bilmiyorlardı çünkü. Gerçi havaalanında illaki İngilizce bilen kişi vardır. Ama biz yine de gidelim.
"Hadi o zaman gelin" dedi Steve. Hadi bakalım gidelim.
"Ben öne oturacağım midem bulanıyor." dedim hemen. Ne yapayım kahvaltı etmedim. Kusarım bide aman.
"Tamam madem sen öne geç sizde artık arkaya geçin " 5 kişi arkaya nasıl sığacak diye düşünmeyin ki daha iki kişi daha gelecek. Babamın arabasını aldık dana gibi olduğu için.
-----------------------------------
Havaalanından Lucas ve Dustin'i aldıktan sonra bir yere oturduk buraya daha önce bir kere daha gelmiştim. Ama adını hatırlamıyorum. Ormanın içinde ağaçlara hiç zarar verilmeden kurulmuş kafe gibi bir yerdi. Aslında daha çok el yapımı şeylerin satıldığı bir yerdi pasta, börek, elmalı turta, ay çöreği, ev yapımı meyve suları gibi şeyler vardı. Ağaçlara zarar verilmeden yapılmış bir yer dedim ya cidden öyleydi kafenin içinden resmen ağaç çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Secrets} Maya Hopper & Will Byers | Stranger Things
FanfictionSırlar... 12 özel genç, 12 hayat, 12 farklı güç... Ama hepsi hayatta mı? Hiç tanımadığı ailesinden koparılmış ve denek olarak kullanılmıştı. Onda ki doğuştan gelen olağanüstü gücü fark eden doktorlar üzerinde bir sürü deney yapmıştı küçük bebeğin...