42.bölüm🍂 ya oysan?

1.2K 61 42
                                    

14 saat süren yolculuğun ardından Meyra otele giriş yapmıştı. Bedenindeki yorgunluk gözlerine vurmuştu. Kolundaki saate baktı saat 14:00 'ye geliyordu. Türkiye saati 07:00 'idi. Eline telefonu alıp Emre'ye mesaj attı. Meyra tam telefonu bırakacakken telefon çalmaya başladı.Ekranda yazan isim Emre'ye aitti.

"Uyandırdım mı?"

"Hiç uyumadım ki"

Meyra derin bir iç çekti. Ne kadar zaman geçsede bazı korkular hiç geçmezdi.

"Emre yapma böyle, geldim sağ sağlim"

"Elimde değil Meyra seni sıkıyorum belki ama elimde değil"

Emre sıkkınlıkla nefesini verdi. Bazen unutmak istediği her anı onun karşısına başka şekilde çıkıyordu.

"Ben eğer engelleseydim onun gidişini, şimdi hayatta olucaklardı."

"Emre yapma, ecel saati geldiğinde kim neye engel olabilmişki? Yaman avaz avaz bağırdı ölüme gittiğini ama ben sağır olmuştum duymadım onu. Bilsem bende engellerdim"

Emre sesini titreyerek içindeki acıyı dışa vurdu.

"Senin gidip ağladığın bir mezar taşın var, bende o bile yok. Bedeni rüzgara savruldu. Ateşe kül oldu"

"Emre üzme beni yalvarırım"

Meyranında sesi titriyordu şimdi. Emrenin acısı çok fazlaydı. İzmir - istanbul seferini yapan uçak havalimanında pistten çıkınca uçakta 180 kişi yanarak  hayatını kaybetmişti. Yolcularda bir taneside eşi idi. Daha bebeklerine 5 aylık hamileydi. Gitme demişti Emre gitme ...

Ama eşi hemen dönücem demişti, sahi
Dönmüştüde sabahı haberi gelmişti. Emre o günden sonra bir daha iyi olmadı. Yanan bedenler birbirine harmanlanmış Rüzgarla savrulmuştu.
Sonra Meyra çıkmıştı karşısına mucize gibi...

Meyradan çok kendi yaralarını sarmıştı aslında. Yiğitle yavrusuna kavuşmuştu. Meyra bir kardeş yiğit ona evlat olmuştu.

"Tamam tamam geçti. Çabuk gel"

"Anlaştık kaptan"

"Dikkat kendine güzelim "

Meyra telefonu kapatıp gözünden akan yaşı sildi. Emre ona mükemmel bir yoldaş olmuştu. Yarın başlayacak olan seminer 5gün sürecekti. Aldığı kısa duşun ardından hemen yattı. Tek düşündüğü Yiğitiydi. Şimdiden çok özlemişti kara gözlü yavrusunu.

Meyra uzun soluklu uykusunun ardından sabah uyanmış ve yorgunluğunu atmıştı. Seminer kaldığı otelde yapılacağı için yetişme derdi yoktu. Güzelce kahvaltısını yapıp, seminerin yapılacağı kata çıktı. Burada tanınmış bir çok isminde yer aldığı platformda Meyra adını birçok yere duyuracaktı.

Günler çok çabuk geçerken, her günü diğerinden çok daha keyifli ve güzeldi. Artık son seminerdi Meyra Türk asıllı ama Amerikada bulunan doktorla keyifli yaptıkları sohbet arasında adam Meyradan bir şey rica etti.

"Aslında sizin buraya geldiğinizi duyduğumda çok sevindim alanınızda en iyisi oldugunuzu biliyorum"

"Teşekkür ederim , böyle demeyin lütfen"

Adam elini hafifçe havaya kaldırdı, itirazı kendi söylediğinden çok Meyranın söylediğineydi.

"Mütevazi olmaya gerek yok Meyra hanım, aslında bir dostum var. Onu sizinle tanıştırmak istiyorum eğer sizin içinde sakıncası yoksa"

Meyra en içten gülümsemesini yaptı. " elbette neden sakıncası olsun"

Meyra cümlesini bitirdiğinde, karşısındaki adam uzaktan birine el salladı.

" o zaman tanıştırayım"

Meyra arkasını döndü, döndü dönmesine de dünyası allak bullak oldu. Boğazı kurudu, yutkunamadı bir damla su parçasını.
Meyranın dudakları titredi tebessüm edemedi. Gözlerini hüzün kapladı.

"Yaman"

Meyra tek bir isim çıkarttı dudaklarından. Şimdi ellerini boynuna dolayıp sarılmak içindeki hasreti
bitene kadar ağlamak istiyordu.

"Hem dostum, hem hastam... Kerem Özkan"

Meyra gözlerini çekmeden karşısındaki adam'a uzun uzun baktı. Karşısındaki adamda aynı uzunlukla kadına baktı. Meyranın yanağından akan yaşa takılı siyah gözleri silmek istese de yapamadı. Kalbi dokun derken, aklı o bir yabancı diyordu.

Adam elini uzattı. Dudaklarına sergilediği gülüş Meyranın kalbini yakıyordu. Yaman değilse bu adam ona nasıl bukadar benzerdi. Nasıl onun gibi bakardı.
Nasıl onun gibi güler onun gibi sesi
Olurdu. Özlediği sesini duyduğunda gözlerini sımsıkı kapattı.

"Kerem Özkan"

"Meyra Karlıdağ"

Meyra titreyen ellerini adamın avuçlarına bıraktı. Bedeninden çok kalbi üşüyordu şimdi.
7 yıldır çektiği hasret son mu bulmuştu yoksa üzerine daha mı çok katıcaktı.

Meyra elini kalbine götürdü. Duaları onu Yaman'a getirdiyse bu bir mucizeydi. Peki bu mucizeyse, kayıp olan 7senesine ne olcaktı???

Meyra çaresizliğin dibini yaşıyordu şimdi....
Gitmekle kalmak arısındaydı....

Sana gec kaldım..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin