XIX. • ● Sonsuz uyku.

643 36 25
                                    

۰ • ●

Gecenin koyu karanlığının gölgesinde kalan ağaçlar, bembeyaz kar ile kaplanmıştı. Alexi, annesinin mezarına baktı. Hemen yanı başında duran bankın üzerinde oturuyor, birazdan güneşin doğuşuna şahitlik edeceği için mutlu hissediyordu.

Üzerinde yalnızca siyah gömleği vardı. Altında siyah pantolonu, elinde viski kadehi ve karanlıkta bile parlayan turkuaz rengi gözleri. Tam tepesinde onu aydınlatması için asılı duran ışık, bundan gurur duyarcasına parlıyor ve etrafa ışık saçıyordu.

Her zamanki gibi annesiyle kendi içinden konuşuyor ve duygusal anlar yaşıyordu. Viskisinden son bir yudum aldı ve ayağa kalktı. Güneş nihayet yüzünü göstermişti. Alexi, uykusuzluktan yorgun düşen gözlerini kısarak ileriye doğru baktı. Bir gölge telaşla ona yaklaşıyor ve sanki nasıl söyleyeceğini bilmiyormuşçasına heybesinde bir şeyler gizliyordu.

Gelen kişi July'dı.

"July?"

"Alexi Sama."

July, kötü haberleri vermesiyle tanınan en sakin vampirlerden birisiydi. Üzerine alelacele geçirdiği beyaz renkli hırkasıyla ve oldukça dağınık duran saçlarıyla endişeli gözüküyordu.

"Bilmeniz gereken bir şey var." dedi July telaşla. "Craly sama, uyanmıyor."

Alexi, gözlerini devirdi. "Bunun için miydi bu telaşın? Uykusunu alamamıştır ve uyuyordur. Neden beni böyle saçma bir konu için rahatsız ediyorsun July?"

"Konu sandığınız gibi değil. Martin onun ölmüş olabileceğini düşünüyor."

Alexi'nin ileriye doğru attığı bir adım adeta havada asılı kalmıştı. Omzunun gerisinden July'a öyle bir bakış atmıştık ki.. July bu bakışı onun yüzünde ilk defa görüyordu. Gerginlikten her an patlayacakmış gibi duran gömleğindeki düğmeler, gittikçe gerilen kasları yüzünden zorlanıyordu.

"Nasıl yani?" dedi Alexi. Duyduklarını idrak etmeye çalışıyordu. "Ne demek öldüğünü düşünüyor, ne saçmalıyorsun sen?"

"Kendiniz görmeniz daha uygun olacaktır. Eğer şimdi-"

Alexi elinde tuttuğu viski kadehini bahçeye gelişigüzel fırlattı ve flaş adımlarla Craly'nin odasının dibinde bitmişti. Sophie ve Rosanne, meraklı gözlerle içeriyi izlemeye çalışsa da Joseph ikisine de engel oluyordu.

"Alexi sama." Joseph, üzerine giyindiği bebek mavisi sabahlığının kuşağını sıktı ve önünü kapatıp saygıyla eğildi.

"Neler oluyor?"

"Martin sama ilgileniyor."

Alexi, Joseph'i yavaşça sağa doğru itti ve içeriye girmek istedi. Tam o sırada Rosanne, Alexi'nin bacağını kavramış ve onu durdurmuştu.

"O iyi olacak mı?"

Cevabı bilmemek, onu adeta çileden çıkartıyordu.

İçeriye girdiğinde, Martin yatağın başında oturan şifacı periye direktifler veriyordu. Şifacı peri, elindeki tozlara karışmış büyü kitabını gürültüyle kapattı ve başını olumsuz anlamda iki yana salladı.

"Elimden geleni yaptım."

"Neler oluyor? Martin?" Alexi, içeriye girer girmez gözlerini Martin'e çevirmişti. Martin, üzerini değiştirmeye fırsat bile bulamadan buraya gelmiş gibiydi. Halen daha lacivert pijama takımı üzerindeydi.

"İnanın çözmeye çalışıyorum. Ne olduğu konusunda bir fikrim yok. Sabahın köründe Randy geldi ve Craly Sama'yı bu halde gördüğünü söyledi. Uyanmıyor, ne yapsak uyandıramadık. Ayrıca teni... Biraz fazla solgun ve gittikçe daha da soluklaşıyor. Bunu söylemek istemem ama-"

Vampirliğin Birinci Kuralı: WON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin