VI. • ● Daniel.

669 40 15
                                    

۰ • ●

Craly, gözlerinde buğulu ifadelere ev sahipliği yapan bu adamın gizemini çözememişti. İşin aslı, çözmek de istememişti. Tuhaf bir şekilde dokunuşu çok güzeldi. Parmakları, ince belini yavaşça sarmıştı ve arada kumaş parçası olmasına rağmen Craly, Daniel'ın parmaklarını teninde hissedebiliyordu. Başının döndüğünü hissettiğinde gözlerini kapattı ve sadece birkaç saniyeliğine anın akışına teslim oldu.

"İyi misin?''

Craly'nin gözlerini açmasına sebep olan şey, Daniel'ın sesi olmuştu. Hayır, hayal görmüyordu. Aşkın kucağına sert bir düşüş yaptığında bile hayal görmediğini anlaması uzun sürmemişti.

"Sanırım evet.'' diye yanıtladı onu, ardından bu kontrol büyüsünün etkisinden çıkmak için Daniel'ın parmaklarını yavaşça kavradı ve teninden ayırdı.

"Seninle daha önce karşılaştık mı Daniel?''

"Sanmıyorum. Bu gözlerin ve dudakların, bu güzel vücut ile buluştuğu ana daha önce tanıklık etseydim, muhtemelen bencilliğime engel olamaz, her anı seninle geçirmek için seni ikna ederdim.''

Craly, gülümsedi. Vampir hayatı boyunca ilk defa gerçekten gülümsemişti. Katıldığı çoğu davetlerde, gittiği çoğu yerlerde beğenilen, arzulanan bir kadın olmuştu ve sadece yatakta birliktelik yaşadığı tüm erkeklerin ona söylediği iltifatlar genelde havada asılı kalırdı. İlk defa hiç tanımadığı bir adamın iltifatlarına kanmak üzereydi ve bundan asla pişman değildi.

"Vampir değilsin, insan kesinlikle olamazsın... Peki, nesin sen Daniel? Bir baş melek?''

"Elf.'' diye yanıtladı onu Daniel. Craly, bu cevabı almaktan fazlasıyla korkuyordu fakat duymuştu işte.  Daniel bir elfti!

"Peki ya sizin isminiz nedir, Bayan Vampir?'' 

"Craly.'' dedi usulca. "Craly Won.

"Craly Won...'' diye tekrar etti Daniel. Bu ismi duymaya oldukça aşinaydı. Ailesi ve ataları Won soyundan pek övgüyle bahsetmese de kesinlikle çok bahsi geçmişti.

"Beni tanıyor musun?''

Daniel, meraklı gözlerle onu izleyen kadına baktı. "Sadece Won soyunun son prensesi olduğunu biliyorum. Bir de... Babanın gerçekten mükemmel güçte bir adam olduğunu.'' Daniel, yalan söylüyordu. Craly'nin babası oldukça zalim bir adamdı ve Elflere zamanında çok çektirmişti.

Aile bağları kesinlikle kuvvetli olmayan Daniel, bunu asla umursamıyordu. Ve belki de farkında olmadan, Craly'i kendisine tek bir cümle ile bağlamıştı.

Craly, dudaklarını yavaşça aralamış bir şey söyleyecek iken, tüm sokağı dolduran siren sesi kulaklarına çalınmıştı. Mavi ve kırmızı ışıklar ısrarla yanıp sönüyor, gecenin karanlığını adeta bir ışık misali aydınlatıyordu. Sokağın başında beliren orta kilolarında olan adam, arkasında bir orduyla onlara doğru geliyordu.

"Veda vakti.'' diye mırıldandı Craly. "Tanıştığıma gerçekten çok memnun oldum Daniel fakat gitmem gerekiyor.''

"Rica ederim.'' dedi Daniel, ardından oldukça centilmen bir tavırla Craly'nin elini tuttu ve yavaşça öptü. "O memnuniyet, şahsıma ait.''

Craly, Daniel'ın ona bakışını asla unutmayacaktı; elleriyle ona dokunuşlarını da... İsmini koyamadığı bu hissin adı neydi? Bu his bir ödül müydü ve onu hiç tanımayan bir yabancıya aniden gelişen duygularının adı aşk mıydı? Bilinmezdi... 

Yinede sokağın başında beliren ve vampirleri öldürmek için kullandıkları silahları onlara doğrultup, ateş etmeye başlayan insanlar arasında, Daniel'a göz kırpıp ortadan kaybolan Craly için her şey fazlasıyla güzeldi...

Vampirliğin Birinci Kuralı: WON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin