XLIII. • ● Gerçek intikam.

63 33 20
                                    

۰ • ●

Yere düşen mum ışığının turuncu alevi, suratını aydınlatmıştı. Başını sol omzuna doğru yatıran ve suratında alaycı bir gülümseme yerleştiren melezin, suratının sol tarafı adeta kana bulanmıştı, kobalt mavisi ceketi de öyle. Saçları uzundu ve sarıydı. Elf kulaklarında yer edinen piercingleri, ona oldukça marjinal bir hava katmıştı. Ceketinin önü açıktı ve gömleğine bulaşan kan lekeleri adeta bir ışık misali parıldıyordu.  

Elinde tuttuğu, ona taç takma töreninde takdim edilen gümüş rengi ve oldukça keskin, eski atalarından ona kalan o muhteşem kılıcı sapladığı bedenin içinden çıkarttı ve kendisine doğru çekti. Ardından kabzasına sıkıştırdı ve korkunç karanlığın ve nefes alışverişlerin arasında, yalnızca bir oturma sesi yankılandı. "Tık."

Göz ucuyla yerde yatan bedene baktı, Daniel Varflror... 

Hayatı boyunca ondan nefret etmişti. Kendisi gibi asil bir soydan ve hatta aynı soydan geliyor olmalarına rağmen asla anlaşamazlardı ve aralarında hep bir kuşak farkı oluşurdu. Öz abisi olmasına rağmen Daniel, ona hep ihanet etmiş ve onu ötekileştirmişti. Eğitimlerde ondan daha üstün olduğunu kanıtlıyor ve her zaman birincilik hakkını o kazanıyordu. Ailenin en sevilen çocuğu oydu ve en gözdesi de öyle... 

Bir gün tüm vampirler şehirlerini talan ettiklerinde, sıra soylu elflere gelmişti. Korkuyla abisine sığınan küçük çocuk, yerinde adeta titriyordu. Yalnızca biraz oyun oynamak için karanlık ormana gitmişlerdi fakat vampirler, onları orada da yakalamıştı. Loxias Won, büyük bir iştahla aralarından kendine denekler seçti ve onları bir çuvalın içine tıktı. Hiç acımadan çocukları alıyor, parçalıyor ve kendi melez deneylerine kurban ediyorlardı. 

Bir elini çenesinin altına yaslayıp, altın sarısı saçları olan çocuklara baktı. Birisi daha büyük, birisi ise henüz küçüktü ve Varflror ailesinin biricik oğullarıydı. Aralarında bir seçim yapmalıydı, hangisi gerçek bir denek görevini yerine getirecek kadar güçlü olabilirdi? Nihayet karar vermişti. Kendisinden oldukça emin duran, gözleri yeşil olan çocuğu; Daniel'ı almak üzereyken, kendi öz kardeşi Kamishiro'yu elleriyle onlara teslim eden de Daniel'dan başkası değildi. Ağlayışlarını ve yakarışlarını asla umursamamış, onu vampirlere yem etmişti. Geri döndüğünde Kamishiro'nun kaybolduğunu ve onu bulamadığını söyleyip, sahte gözyaşları dökmüştü.

Aslında hepsi yalandı ve bunu yalnızca Kamishiro biliyordu. 

Kamishiro, bunların hiçbirini unutmamıştı. Bir gün Loxias'ın ellerinden kurtulup evine geri döndüğünde, Daniel onun lanetli bir varlık olduğunu ve bir melezin sınırlarında barınamayacağını söyleyip, onu kovdurmuştu. Bu yüzden başta Sandra olmak üzere kimse Daniel'ı affedemedi.

Yıllar geçti ve Kamishiro bir taraf seçti, seçtiği taraf vampirlerin tarafıydı. Alexi ona red edemeyeceği bir teklif sunduğunda, insanların arasında elf kulaklarını saklayarak yaşamını sürdüren, aykırı ve marjinal bir prensti. Alexi ona, kendileriyle beraber yaşayabileceğini ve vampir yönünün daha ağır bastığını söylediğinde, "Bu imkansız." demişti Kamishiro. "Elfler ve vampirler arasındaki düşmanlık devam ediyor."

"Bunu bozabilmemin anahtarı sensin, Kamishiro. Eğer yanımda olursan ve eğer birlikte olursak, bu barışı imzalayabiliriz."

Kamishiro bu kadar önemli bir adam olduğunu bilmiyordu. Kendisi bir melez olduğu için her zaman dışlanan taraf olmuştu, kardeşi Daniel tarafından. Fakat ilk defa önemli bir kişi olduğunu hissetmiş ve her şeye rağmen Alexi'nin teklifini kabul etmişti. 

Daniel'a duyduğu kin duygusu hiçbir zaman geçmemişti ve Loxias Won'un biricik kızına da öyle... O kadının suratına her baktığında gördüğü tek şey, soğuk bir laboratuvarda dönen tekerlek sesleri, cam kürelerin birbirlerine vurduğunda çıkarttıkları o soğuk tıkırtı, acı dolu çığlıkları ve kemiklerinde hissettiği o korkunç acı. Gözlerini açık tutması için göz yuvalarına yerleştirilen paslı demir aparatlar, tüm bedenine yapılan o korkunç iğneler ve o adamın suratı... Ona bir pislikmiş gibi davranan o adamın suratını unutmamıştı.

Vampirliğin Birinci Kuralı: WON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin