V. • ● Zehirli Ok.

731 43 31
                                    

۰ • ●

Ok, yayın esaretinden kurtulduğu sırada adeta bir mızrak edasıyla hedefine doğru koşmaktaydı.  Kamishiro'nun suratında gizemli bir ifade vardı. Monster kararlı ve oldukça meraklı bakışlarını sürdürmeye devam ediyordu. Çocuklar müthiş bir gürültüyle ağlıyorken, Craly yerde yatan ölü bedenlerin ne kadar da iştah kabartıcı olduğunu düşünüyordu. Sadece Martin, olayların çok büyük safhaya yükseleceğini biliyor gibi bakıyordu.

"Nerede bu Tanrı'nın cezası lanet...'' diye geçirdi içinden, Martin. Ardından cam mavisini anımsatan gözleri çatıyı buldu. Kamishiro'nun yayından çıkan bir ok, hızla Craly'e doğru geliyordu. Martin'in dudakları, ani bir refleks ile aralanmış ve bir hızla arkasını dönmüştü. İşte tam o sırada sanki Tanrı tarafından gönderilmişçesine sert bir rüzgâr esti. Craly'nin saçları görüş alanını kapatırken, Martin bir şeyler için çok geç kaldığını fark etti...

Kamishiro, kiremit çatının üzerinden yere yumuşak bir iniş yaptığında, beklediği manzara karşısında oldukça keyiflenmişti. Çünkü görmek istediği ve muhtemelen de göreceği manzara, solmuş çiçeklerin üzerine acıyla uzanan bir beden ve o bedenin Craly'e ait olmasıydı.

Fakat beklediği şey olmadı...

Alexi, Craly'e doğru gelen oku son anda fark etmiş ve ani bir refleks ile öne atılıp, oku havada yakalamıştı. Her şey bir saniyede gelişmişti. Işık hızıyla gelen bir oku havada yakalayan Alexi ve ani bir edayla arkasını döndüğünde, gülümsemesi suratına kazınan Craly...

Kamishiro'nun suratındaki tüm kan çekilmişti. Kaşları düşmüş ve bembeyaz olan teni gittikçe koyu griye bulanmıştı. "Nasıl...'' dedi sessizce. "Nasıl oku yakaladı?''

"Alexi?'' demişti devamında Craly, o güzel kaşlarını çatmış ve suratını ekşitmişti. 

Alexi, önce elindeki zehirli oka ardından Craly'e baktı. Zehirli ok, efsunlanmış bir ok ile eş değerdi ve bir vampirin vücuduna saplanması demek, vampiri öldürmek ile eş değer nitelikteydi. Alexi'nin cevabı, elinde tuttuğu efsunlu oku iki parçaya bölmek olmuştu.

"Sana bunun ne demek olduğunu sordum?'' dediğinde Craly, kan kırmızısı gözleri ardına kadar açılmıştı. Alexi onu yanıtlamamıştı. Sadece gözleri Martin'i bulduğunda, Martin başıyla onu onayladı ve çocukları arabaya bindirmek üzere çocuklarla birlikte gözden kayboldu.

O sırada Monster, ortamın fazlasıyla gerildiğini anlamış ve gece mavisi saçlarını sallandırarak bağırmıştı. "Kamishiro, tatlım nerelerdeydin?''

Craly'nin gözleri, ileride bir atmaca edasıyla onları izleyen elfe takılmıştı. İşte o an, zihnindeki tüm taşlar yerine oturmuştu. "Zehirli ok...'' dedi yavaşça. "Bu ok sana ait, öyle değil mi?''

Kamishiro, ona doğru gelen Monster'ı ince belinden kavramış ve kendisine doğru çekmişti. Suratına yeniden yerleştirdiği alaycı gülümsemesiyle, tam da onun karşına dikilmişti. "Ben sadece alıştırma yapıyordum. Görüyorum ki paslanmamışım. Hâlâ hedefi tutturabiliyorum.'' 

Craly, ayaklarının altında bulunan solmaya yüz tutmuş çiçeklerden birinin üzerine hiddetle bastığında, güzel bedeni öne doğru eğildi. "Sen!'' dediğinde işaret parmağını hiddetle Kamishiro'ya uzattı. "Bunu sen yaptın. Tabii ya, senden başka kim böyle bir aptallığa kalkışabilir ki? Amacın beni öldürmekti, değil mi?''

"Gelecekteki planlarım arasında yer almadığını söyleyemem ama bugünlük-''

"Yeter!'' 

Alexi sol elini havaya kaldırdığında, sesiyle beraber tüm gürültü bir anlığına kesilmişti. Gözleri Craly'i bulduğunda, ona bir şey olmadığı için mutluydu. Yinede bunu ona asla belli etmeyecekti.

Vampirliğin Birinci Kuralı: WON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin