XXIX. • ● Av.

72 33 29
                                    

۰ • ●

1 YIL ÖNCE

CRALY WON

Bileğine baktı...

Sanki Tanrı'nın özel olarak gönderdiği siyah bir mürekkep ile özenlice çizilmiş bir kan damlası bileğinde yer edinmişti. Cadı Syroka, 301 kişiyi tamamladığında bu kan damlasının dolacağını ve ritüelin o zaman tamamlanacağını söylemişti. Her bir kurbanın kanını emdiğinde, bu kan damlası bir çizik halinde dolacaktı.

Başını yukarıya kaldırdı ve etrafına baktı. Hiç bilmediği bir şehrin tam ortasındaydı. Henüz terk edilmiş gibi duran boş evlerin verandalarında, eskilerden kalma çocuk kahkahası vardı. Bir ağacın dibinde duraksadı ve zorlukla nefes alıp verdiğini fark etti. Cadı Syroka ondan tüm gücünü almış gibiydi.

Yaslandığı yerden doğruldu ve yol boyu yürümeye devam etti. Yanından geçen otomobiller ısrarla korna çalıyor fakat Craly, hiçbirine kulak kesilmiyordu. İlerlemeye devam etti. Günlerdir açtı ve kimseden beslenmemişti. Birinden beslenmeye başladığı an bu ritüel başlayacaktı ve işte o zaman dönüşü olmayan yollara girecekti. Bir otomobil yanından hızla geçti ve bir diğeri onu takip ederken durdu. Camı açık otomobil yanından geçerken, bir el onu bileğinden yakaladı ve adeta yerine zimmetledi.

"Sana bağırıyorum kaç dakikadır... Tanrı'm, çekilsene şu yoldan!"

Craly göz ucuyla bileğindeki ele, ardından bir harita yolu çizercesine elin sahibi olan adama baktı. O yeni kurbanı olabilir miydi? Siyah iri gözleri ve kır rengi saçları vardı. Başında kahverengi bir fötr şapkası, ellerinde siyah eldivenleri... Craly gözlerini kıstı ve adama doğru eğildi. Bu kesinlikle yeni kurbanı olabilirdi. Adam ısrarla bir şeyler söylüyor, konuşurken etrafa tükürüklerini saçıyordu. Craly bunları umursamadı ve adamı duymadı.

Biraz daha yakınlaştı, adamın kokusu onu cezbeder cinstendi. Adam onu sinirlendirdiğini düşündü ve olduğu yere korkuyla sindi. Craly, adamı gömleğinden yakaladı ve tam kendisine çekeceği sırada görüş açısına bir kız çocuğu girdi. Kahverengi saçlarını iki yandan toplamış, kırmızı yanaklı küçük kız, elinde tuttuğu kırmızı kalpli şekerini havada sallayıp gülümsüyordu.

"Baba, baba haydi gidelim!"

Craly'nin adama uzanan elleri anında geriye çekilmişti. Küçük bir kızın babasını gözleri önünde öldüremezdi. Duyguları hala aktifti ve bu durum onu geriye sürüklemişti.

"Sana diyorum, çekilecek misin lanet olası!"

"Başına bela almak istemiyorsan defol buradan." Craly, kan kırmızısı gözlerini adama çevirdi ve adam korkuyla gaza bastı ve bir süre sonra gözden kayboldu.

۰ • ●

Beslenmeye çalıştığı insanlara karşı duygusal bir acıma hissettiği için beslenemiyordu. Ellerini saçlarından geçirdi ve olağan gücüyle sıkıp, saçlarını çekiştirdi ve sert rüzgarın genzine dolmasına izin verdi, ardından yolun karşısına geçti. Karanlık çökmek üzereydi, gece elbisesinin eteklerini gökyüzüne seriyor ve etraf is kokuyordu. Sanki daha demin bir yerde yangın çıkmış ve onun karanlık dumanları etrafı sarmış gibiydi. Açlıktan gittikçe gerilen uzuvları ve geriye doğru çekilen bedenine ayak uyduramamaya başlamıştı. Malikâneden, evinden ve güvenli bölgesinden uzaklaşmanın bir hata olduğunu düşünmeye başlamıştı. Kollarını bedenine sardı ve soğuğu göğüsledi.

Bir anlığına başını omzunun gerisine çevirdi ve Malikâneye geri dönmek istedi fakat ardından bileğindeki izi hatırladı. Bu oyunu çoktan başlatmıştı ve geri dönemezdi. Aklına Alexi'nin umursamadan defteri yakışı geldi ve tüm geri dönme isteği bir anda buza dönüşüverdi. O malikâneye asla dönmeyecek ve Alexi'yi asla affetmeyecekti.

Vampirliğin Birinci Kuralı: WON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin