IV. • ● Yetimhane baskını.

740 43 34
                                    

۰ • ●

"Birini bekliyorduysan, gelmemeyi tercih ederim.'' Nicholas, omuz silkti ve ardından şen bir kahkaha patlattı. "Elbette ben geldim, beni çağırdığını unutmuş olmalısın.''

Craly, şaşkın gözlerle ona bakıyordu. Evet, onu çağırmıştı ama aylar öncesinde. Bu kadar çabuk geleceğini bilmiyordu. Üstelik ona defalarca kez mektup yazmış olmasına ve ulaşmaya çalışmaya rağmen başarısız olmuştu.

"Seni bir daha göreceğimi gerçekten sanmıyordum.''

"Ah, birileri görmeyeli duygularını mı aktif etmiş?'' Nicholas, atik bir hareketle yataktan kalktı ve yerinde doğruldu. "Gördüğün gibi buradayım, kendimdeyim. Ben Nicholas Portman'ım ve siz... Bayan Won.'' Nicholas, bir elini Craly'nin eline uzattığında, onu parmaklarından kavramış ve hızlıca kendisine çekmişti.

Düşmekten son anda kurtulan Craly, yerinde doğrulmuş ve atik bir hızla sağa savrulmuştu. Nicholas, onu belinden kavramış sağa sola sallıyor ve birkaç defalığına mahsus etrafında çeviriyordu. Craly neşeli kahkahalar atarken, saçları bir sağa bir sola savruluyordu.

"Hey, hey yeter bu kadar... Başım dönüyor.''

"Pekâlâ birilerimiz güçten düşmüş... Söyle bakalım,'' kehribar renkli gözleri kapıyı buldu. "Sevgilin sana iyi bakmıyor mu?''

"Sevgilim mi?'' dedi Craly, boş bulunarak omzunun gerisine baktı. Alexi'yi kast ediyordu.

"O benim sevgilim değil Nic.''

"İnanamıyorum, hâlâ mı?''

"Hâlâ ve sonsuza kadar da olmayacak.''

"Bu ne demek oluyor?'' Nicholas, kollarını göğsünde kavuşturdu.

"Bu konularla başını şişirmek istemiyorum-''

"Seni sonsuza kadar dinleyebilirim. Arkadaşlar bugünler içindir.''

"Arkadaşlar... Ulaşmaya çalıştığımda kendini görünmez yapan arkadaşlar...'' Craly, ellerini arkasında birleştirdi ve topuk yardımıyla arkasını döndü.

"Hey, vampirler trip atmaya tam olarak kaç yılında başladı? 1759,1855,1900?''

"Sana trip atmıyorum, sadece kızgınım.''

"Ve kırgın da...'' diye ekledi Nicholas, ardından bir elini ensesine götürüp sıvazladı. "Geçerli sebeplerim olduğunu biliyorsun. Yoksa seni asla yalnız bırakmazdım. Sen benim biricik arkadaşımsın.''

Craly, memnun bir edayla gülümsedi. Ardından geriye döndü ve Nicholas'ın boynuna atlayıp ona sarıldı.

"Hey... Seni tanımasam duygusallaştığını filan düşüneceğim, beni gerçekten bu kadar özledin mi?'' dedi Nicholas.

Craly, çenesini onun sağ omzuna yasladığında bir süreliğine gözlerini kapattı. Nicholas ona eski hatıralarını anımsatıyordu. Nicholas, onun iyi kalan tek tarafıydı ve ömrünün sonuna kadar unutmayacağı en sevdiği üç arkadaşından sadece bir tanesiydi.

O, Joanne ve Alexi hayatı boyunca hep hatırlayacağı üç arkadaşıydı.

"Duygusallık mı?'' dediğinde Craly, eski formuna dönmüş ve duruşunu dikleştirmişti. "Sadece biraz özlem diyelim. Üstelik şaşırdım... Mektubumun sana bu kadar çabuk ulaştığını bilmiyordum.''

Nicholas, derin bir iç çekti ve yatağın kenarına oturmak için pelerinini düzeltti. "Biliyorsun.'' dediğinde kollarını iki yana açtı. "O günden sonra pek ortalarda değildim sadece bir süre inzivaya çekildim. Ardından İsveç taraflarına yerleştim ve güzel bir hayat kurdum. Aynı insanlar gibi.''

Vampirliğin Birinci Kuralı: WON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin