XXXVII. • ● Yenilgi.

85 29 27
                                    

۰ • ●

Geçmiş.

"Onu seviyorum, bu tuhaf değil mi?"

Joanne, inci küpelerinden birini kulağına yakınlaştırdı ve aynadaki haline bakıp gülümsedi. 

"Aşk beni ne kadar da aptallaştırıyor. Sanki kocaman bir bahçede, dikenli tellerin üzerinde çıplak ayakla geziyor gibiyim. Fakat acı hissetmiyorum da... Yinede bu his hoşuma gidiyor, bu gerçekten tuhaf."

"Sanki her bir uzvun kanıyor ama bundan zevk alıyorsun gibi." dedi Craly, Joanne'nin siyah bukleli saçlarını düzeltirken. "Her yerin kesilmiş ama hiç sızı yok gibi."

"Yok." demişti Joanne. Ardından saçlarını omzunun gerisine itti ve Craly'e baktı.

"Biliyor musun? Sen Alexi'ye karşı ne hissediyorsan, sanırım Nicholas'a karşı aynılarını hissediyorum. Bunun adı ne bilmiyorum fakat bildiğim bir şey var ki biz seninle aynıyız Craly."

"Bu yanlış bir düşünce, Joanne." Craly başını hayır anlamında iki yana salladı. "Ben senin kadar cesur değilim. Onu sevmeyi bile beceremedim, elime yüzüme bulaştırdım. Üstelik aptalın tekiyim ve onu kaybettim. Sen ise kazanan tarafsın. Onu ve onun güzel sevgisini kazandın. Sen sevildin, güzel olduğun söylendi sana. Ben ise bunların hiçbirini yaşamadım."

Joanne, gözlerini devirdi. "Seninle bunları konuşacağız-" 

Tam o sırada tanıdık bir ses kulaklarına çalındı. Nicholas, işaret parmağını büktü ve tahta kapıyı tıklattı. "Çıkmayı düşünmüyor musunuz hanımefendi? Sevgili Craly, lütfen sevgilimi bırak artık."

"Bunu söylediğin için onu daha da oyalayacağım, Nic." 

Craly, güldü ve Joanne saçlarını düzeltti. Ardından üzerine tam oturan belinden aşağıya kabarık bir şekilde uzanan pers kırmızısı elbisesine baktı.

"Nasıl gözüküyorum, hemen cevaplaman gerekiyor!"

"Harika." dedi Craly coşkuyla. "Git haydi, daha fazla bekletme."

Joanne tam arkasını dönmüş gidecek iken duraksadı ve omzunun gerisinden Craly'e baktı.

"Bir soru." dedi kırmızı rujlu dudaklarının arasından dökülen sıcak nefesiyle.

"Gitmemek için bahane yaratmayı düşünüyorsan, çıkar bunu aklından. Nicholas'ı yarı yolda bırakmana göz yumamam." gülümsedi Craly fakat Joanne ifadesini bozmadı.

"Ölümsüz varlıklar olabiliriz Craly bunu pekala biliyorum, bundan korkmuyorum da fakat... Son zamanlarda aklımı meşgul eden bir soru var. Seninle paylaşmak istiyorum ve sana sormak. Çünkü sen benim en yakın arkadaşımsın."

"Sen de benim. Sor bakalım."

"Olur da bir gün ölürsem ki bu yaşanması muhtemel bir durum. Onu kimselere kaptırmayacağına dair bana söz verir misin? Nicholas'ı yani. Sana bu konuda güvenebilir miyim?"

Craly suratını ekşitti ve ona, "Gerçekten mi?" der gibi baktı. "Joanne, o benim arkadaşım!"

"Kast ettiğim şey o değildi. Yalnızca... Onu seviyorum ve ondan önce ölmek istemiyorum. Ama eğer böyle bir şey gerçekleşirse, onu koruyacağına söz verir misin? Onu ve onun bana olan aşkını."

"Böyle şeylerin sözü verilmez, git haydi. Ne saçma sorular bunlar..." Craly eliyle onu kovaladığında Joanne duraksadı ve kaşlarını çattı.

"Cevap ver bana, onu koruyacak mısın?"

Vampirliğin Birinci Kuralı: WON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin