XVII. • ● Zorunlu tercih.

648 35 8
                                    

۰ • ●

"Ne yaptın sen, Kamishiro!"

Alexi'nin turkuaz rengi gözleri öfkeli bir koyuluğa büründüğünde, Kamishiro korkuyla geriledi.

 "Bir vampirin canına nasıl kast edersin! Bu kurallara aykırı!"

"Bu konu hakkında yorum yapabileceğinizi hiç zannetmiyorum, Bay Lander."

Kral Asgard'ın tok sesi, Alexi'nin dikkatini dağıtmıştı. 

"Clody, gereken cezayı aldığı için bence teşekkür etmeniz gerekirdi. Eğer kızım Lucrezia'nın kılına dahi zarar gelseydi, buradan siz başta olmak üzere hiçbir vampir sağ çıkamazdı."

"Sözlerinize devam ederseniz, bunu bir tehdit olarak algılamaktan geri kalmayacağım ve aramızda oluşan nihai antlaşmayı bozacağım, Sevgili Kral Asgard."

Asgard, babacan bir edayla gülümsedi ve Alexi'ye doğru elini uzattı.

"Gençsin, toyluğunu anlayabiliyorum. Fakat bilmelisin ki bazı antlaşmalar yeminlidir ve bozulması için gerçek bir neden gerekir." Gözleriyle Clody'i işaret etti. "Bir çöp kadar değeri olmayan vampirinizin ölmüş olması, bu antlaşmayı bozmaya yetecek bir neden değil."

"Bir vampiri bu şekilde aşağılamanız bile antlaşmayı bozmama yeterli bir sebep. Hiç kimse, himayem altındaki ve kendi ırkımdan olan birini aşağılayamaz."

"Kendi ırkınız mı? Lütfen güldürmeyin beni... Siz safkan bir vampir değilsiniz ki asıl ırkınız insanlık değil miydi?" Kraliçe Lagertha, tek kaşını usulca havaya kaldırdı ve Kral Asgard'ın dibinde bitiverdi. Gözlerinde aynı meydan okuma ifadesi vardı.

Alexi, öfkeyle burun kemerini sıktı ve arkasını döndü. "Yemek için teşekkür ederim fakat bu şartlar altında daha fazla kalabileceğimi sanmıyorum. Kamishiro gereken cezayı alacaktır."

"Kamishiro hiçbir ceza almayacak, Bay Lander."

Kraliçe Lagertha, bir adım öne çıktığında gözleri bu sefer Craly'i buldu. Endişeli ve kızarmış gözleriyle Alexi'nin dibinde bitmişti.

"Nasıl ki biz yıllar öncesinin intikamını bu hanımefendiden almadıysak... Siz de bu seferlik görmezden gelmek zorundasınız."

Alexi'nin gözleri Craly'i bulduğunda, ilk defa ona nefretle bakmıştı. Craly bunu hissetmiş fakat sesini çıkartmamıştı. Alexi ilk defa çaresiz kaldığını hissediyordu fakat hiçbir çözüm yolu sunamamıştı. Şimdi her şeyi arkasında bırakıp gidebilir ve yeni bir savaş yaratabilirdi ama buradan sağ çıkacaklarının garantisi asla yoktu. Çünkü elf topraklarına kendi ayaklarıyla gelmişti.

Eğer kabul ederse, bu boyun eğdiği anlamına gelecekti ve bu Alexi'nin karakterine oldukça aykırıydı. 

Bir seçim yapmak zorundaydı.

۰ • ● 

"Onları affettiğine inanamıyorum."

Craly, otomobilin kapısını gürültüyle kapattığında, Martin geçmeleri için siyah bahçe demirli kapıyı sonuna kadar açtı. 

"Onlara boyun eğdiğine inanamıyorum!"

Alexi'nin öfkeden kızarmış gözleri her şeyi ilk çıplaklığıyla koruyordu. Martin'in onun için açtığı kapıya göz ucuyla baktı ve içeriye girdi. Craly'nin serzenişlerini duymaktan çok sıkılmıştı.

"Sen gerçekten acizsin."

"Yeter artık, kes sesini!"

Craly, yerinde duraksadı ve kollarını göğsünde kavuşturdu. "Gücün onlara değil, bana yetiyor bu yüzden bana sesini çıkartıyorsun değil mi?"

Vampirliğin Birinci Kuralı: WON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin