Savaş Ve Aşk

206 41 20
                                    

Tam bir hayal kırıklığı yaşıyordum. Odaya girer girmez gözyaşlarıma hakim olamadım.
Tamam evliliğe hazır olmadığımı öne sürerek Kehribarımın yaptığı mis gibi romantik teklifi ben reddettim ama daha önümüzde bir sene var. Adama bak ya itirazın ertesi günü alevli yosmayla cilveleşiyor. Hani içine işlemiştim? Şimdi beyimizin birinin içine başka biri işliyor. Pis Kazanova...

Yeter onun için ağladığım. Hemen gidip yüzümü gözümü temizlemem lazım. Odada iki kapı var. Biri lavabodur herhalde. Burada çalıştığıma göre kullanma hakkı bana da ait. Rastgele bir kapıyı açtım ve ağzım açık bir şekilde bakakaldım. Bizim yatak odamızdan daha büyük bir oda. İçerde normalin üstünde büyüklükte bir yatak. Giyinme odası, ayrı bir banyo... Sinirim iki katına çıktı. Burada ne haltlar karıştırıyorsun Alaz efendi. Hırsla kapıyı kapatıp diğer kapıya yöneldim içeri girip sinirle yüzümü yıkadım ve makyajımı tazeledim.

Savaşsa savaş senin canına okuyacağım Alaz. Madem çok çabuk pes ettin demek ki söylediklerin hep yalanmış.

"Üçkağıtçı uyuz şey seni..."

"Hayırdır kim bu sıfatları saydığın kişiyi ben tanıyor muyum?"

Kapı kirişine dayanmış, ellerini göğsünde kenetlemiş, hınzır hınzır yüzüme bakıyordu.

Yüzsüze bak bir de kim diye soruyor. Senden ala üçkağıtçı mı var? Beni sevimliliğiyle cezbeden öpen sen değil miydin?

"Hiçkimse uyuz biri var da ona söyleniyorum. İzninle masamda yapmam gereken işlerim var. Mesai saati içindeyim sonra aksi, huysuz patronum söylenir."

"Mesainin bitmesine on dakika kaldı. Merak etme o aksi huysuz patronun söylenmiyor. Hazırlan hadi evimize gidelim."

Kimseye evli olduğumuzu söylemiyor, şimdi de evimize gidelim diyor, ay dalacağım şimdi bu gıcığa.

"Siz çıkın Alaz bey kimse birlikte aynı arabaya bindiğimizi görmesin."

"Nedenmiş o Hazal hanım"

"Herkese stajyer olarak tanıştırdınız sonra patronun arabasında gezen kişi lafı dolanmasın ortalıkta."

Saçlarımı savurdum ve hızla masama yöneldim. Birden kolumdan tutup kendine çekti.

"Ufff biri sanırım bana çok kızmış."

"Ne kızması canım ne münasebet!"

Seni boğabilirim şu anda, elime cımbız alıp tek tek tüylerini yolabilirim, o seksi beybi face yüzünde piknik tüpünün kalıbını çıkarabilirim...

"O meneviş gözlerin hiç öyle demiyor ama o güzel beyninde beni boğma planları yapıyorsun ya da çeşitli komplolar kuruyorsun sanki."

"Kim ben ay yok canım ne münasebet."

Android filan mısın ya da kahinmisin beynimi okuyor başka şeyler düşün Hazalll.

"Hiçkimse sana bir şey diyemez. Senin anlı şanlı Hazal Aslanoğlu olduğunu herkes biliyor. Tekrardan takdim etmeme gerek yok. Düğünümüzde çalışanlarımızın yarısı ordaydı. Tabii aksiyonlu bir düğün olduğu için senin hatırlamaman normal. Çoğu yanımıza gelip tebrik etmişti bizi."

Mine hanım bana hiç yabancı gelmemişti zaten. Anlı şanlı olayını bilahare tartışacağım seninle ama...

"Hadi gidelim annem meraktan ölüyordur. Gelininin ilk iş gününde yaşadıklarını dinlemek için sabırsızlanıyordur."

"Tamam çantamı alıp geliyorum."

Hala kızgınım sana. Anladım sen her şey normalmiş gibi davranmak istiyorsun. Öyle olsun bakalım ama seninle konuşacağım.

AşkYakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin