AşkYaka

Vuslat

-Alaz-

"Hazal sakin ol diyorum sana beni duymuyor musun?"

"Duyuyorum ben duyuyorum şimdi bırak beni yolayım şu yellozun saçını başını pis iftiracı."

Hay ben böyle şansın içine edeyim. Sen o kadar tatil beldesinin içinde tut Ela ile alışveriş merkezinde karşılaş. Zaten karakoldan Hazal'a kini vardı. Bir anlık boş bırakmamı fırsat bilip sinsiliğini yapıp Hazal'ı çıldırtmış. Tabii benimki durur mu, kızın saçını başını yolmuş. Ben yanlarına geldiğimde kızın üstünde sağlam kalan yerlerine vuruyordu.

Deli kuvveti var derler ya bizimki aynı ondan en baba kavgaya bile gözü kapalı götür yanında o kavgayı kazanır gelirsin.
Nihayet kucaklayarak çıkardım dışarıya.

"Ya sadece on dakika yaa. Aldıklarımızı arabaya götürmek için yanlız bıraktım seni ya. Kadın senin bana garezin mi var?"

"Ben masumum. Durup dururken kimseye bulaşmadım. İlk o sataştı. Kendi kaşındı. ben de kaşıdım. Oh ellerime sağlık."

"Hadi otele gidiyoruz."

"Çantam ve son aldıklarım orada kaldı. Ben bi koşu alıp geleyim."

"Gidiyoruz Hazal otelden birini gönderip aldırırız."

"Tamam iki dakika bekle. Ben şu boşboğaz, yalancı şırfıntının ağzını yüzünü iyice bir yamultup geleyim o halde."

"Hazal gidiyoruz dedim sana." Sesimi biraz yüksettim.

"Tamam ya sen de ağız tadıyla bir dayak attırmıyorsun."

Tam arabaya doğru gidiyorduk ki....

"İşte memur bey bana saldırıp hakaret eden kişi burada. Şikayetçiyim. Bakın halime."

Vay yüzsüz vay hem kaşın sonra da şikayetçiyim de.

"Asıl ben şikayetçiyim memur bey beni kışkırtıp kavga çıkarttı."

"Sakin olun hanımlar derdinizi karakolda anlatırsınız. Buyurun ekip arabasına."

"Allahım ben ne günah işledim de bu smack down savaşçısını bana gönderdin. Biz arabayla sizi takip ediyoruz memur bey merak etmeyin."

"Tamam o zaman gidelim"

Tam Hazal ağzını açacaktı ki..

"Sakın ağzını açma ve yürü başımın tatlı belası. Ya senin bana ne garezin var? Kafa dinleyip herkesten uzakta yanlız kalalım diye tatile geldik ve benim karım eski belalısıyla karakolluk oldu."

-Hazal-
Ağzımı bile açamadım. Alaz tarafından susturuldum. Şimdi haksızsın desem diyimem sonuna kadar haklı ya paratoner gibiyim nerde bela varsa üzerime çekiyorum.

Ekip otosunu takip ederek karakola gittik. Alaz kırmızı görmüş boğa gibi soluyordu. Sanırım bu sinir bana yol, su, elektrik ve trip olarak geri dönecek.

Ela şırfıntısı memurun gösterdiği sandalyeye oturdu. Sorulan ilk sorunun arkasından mağdur edebiyatına bağlayarak ağlamaya başladı. Tam anlamıyla pislik bir kadın. Bunu nasıl yapabiliyor? Kendi söylediklerinin hiçbirinden bahsetmeden sanki ben durup dururken üstüne atlayıp dövmüşüm gibi tek taraflı anlatıyor. He bu arada iyi benzetmişim dayak artı makyaj birbirine karışınca maymunlar kraliçesine dönmüş. İçimdeki kıkırdıyı dışa yansıtmamak için büyük çaba harcıyordum. Yoksa Alaz beni hem kıkırdatacak hem de fıkırdatacak...

Daha fazla dayanamayacağım. Ben bunun ağzını, burnunu yüzünü parçalarım. Tam adım attım ki o anda Alaz beni durdurdu.

"Sakin ol sabret rica ediyorum, sakin ol"