Balayı

208 41 34
                                        

Lütfen okuduktan sonra beğeni ve yorum yapmayı ihmal etmeyiniz😉

-Hazal-
Ben cennete düştüm sanırım. Nasıl güzel bir yer burası? Her çeşit meyve ağacı, duvarları rengarenk begonvillerle sarılmış, büyük muhteşem bir bahçeye girdik. Kapıyı 14-15'lerinde çok güzel bir kız açtı. Cengiz amca traktörü avlunun ortasına getirip durdu.

"Hadi gelin kız gelivedik bizim fakirhaneye."

"Ay bu fakirhanede ömrümü geçiririm ben Cengiz amca."

Cengiz amca araçtan indi ve elini uzattı.

"Sağol amcam ben inerim sen zahmet etme."

"Eyi o zaman hadi sen in ben bizimkilere bakıverem" diyerek eve doğru yürüdü.

Ben etrafı incelemekle meşgulken karizmatik, yakışıklı, aksi, huysuz ve sinirli kocam traktörün yanına teşrif etmişlerdi.

"Hadi gel yardım edeyim."

Aslında çok rahat inebilirdim ama ayağıma kadar gelen bu yakışıklı fırsatı çevirmek hiç işime gelmezdi. Elimi uzatıp basamağa yaklaştım ve birden havalandım sadece elimi tutup inmeme yardım edeceğini düşünürken o komple beni kucakladı. Sıkıca sardığı kollarıyla beni yere bırakmasını beklerken yavaşca yüzlerimizi aynı hizaya getirip yüzüme düşen asi saçlarımı üfleyerek geriye attırdı. Sırtımda hissettiğim ürpertiyi ve ani yaşadığım kasılmayı anlatamam.

"Alaz indir beni ayıp olacak insanlara."

Ama beyimizin çok hoşuna gitmiş olmalı ki boynuma doğru yaklaşıp tekrardan üfledi ve sessizce "Kucağıma çok yakıştın aşkım" dedi ve yavaşça beni indirdi. Tam bir şey söylecektim ki "Dinlenip yolumuza devam edelim. Hemen benzin bulmalıyım."

Cengiz amca ailesiyle yanımıza geldi. Ne kadar sevimli ve güzel bir aile yaa bayıldım hepsine. Beş çocukları varmış maşallah. Üç kız iki oğlan. Öyle göründüğü gibi yaşlı da değilmiş daha kırklarındalar karı koca. Fatma abla herkesin görür görmez sevip kendini yanında mutlu hissedeceği neşeli capcanlı biri kızları da aynı anne babaları gibi. Hepsi çok çalışkan misafirperler. En büyük kızı Ebru yirmi yaşında. Sınıf öğretmenliği üçüncü sınıfta. Muğla'da okuduğu için sürekli ailesine destek oluyor. Ortanca kızın adı Ayşe. Lisede en küçük Ayça oda ortaokulu okuyormuş. Delikanlıların biri mühendisliği bitirmiş. Şimdi askerlik yapıyormuş ve en önemli bomba Ali Ata beş yaşında. Tekne kazıntısı diyorlar ona. Bu arada Cengiz abi amcalıktan abiliğe geçiş yaptı. Fatma abla ve kızlar beni hemen alıp eve soktular. Ben o an anlamamıştım ama traktör tepesinde yaptığım yolculuk sayesinde her yerim toz kir olmuştu.

"Kızlar napıp durursunuz? Hazal'a kıyafet getirin içeri girip yunsun yıkansın. Yüzü gözü toz içinde kalmış kızcağızın."

Aynanın karşısına geçip baktığım anda kahkaha atmaya başladım. Kızlar da bana katıldı. Sanırım Alaz yüzümdeki tozları temizlemek için üflüyormuş. Yüzüm resmen rakuna benziyordu.

"Hazal abla hadi gir duşunu al. İçeriye yeni havlu çamaşır koydum. Merak etme hepsi yepyeni benim kıyafetlerden de bıraktım."

"Çok teşekkür ederim Ebru. Niye zahmet ettin. Ben elimi yüzümü yıkasam yeterdi. Sizede zahmet verdik."

"Ne zahmeti hadin yemekler hazır. Sen de işini bitir gel acıkmışsındır."

Valla acıktım. Hoş yol boyu benim ağzım boş durmadı ama streste de çok acıkıyorum ne yapabilirim.

Güzelce duşumu alıp giyindim. Çantam arabadaydı. Banyonun kapısını açıp Alaz'dan istemek için adımımı atmamla Alaz'la çarpışmam bir oldu.
Alaz'ın geri çekilip beni süze süze bakması ve ıslık çalması
"çok şanslı bir adamım her halinle muhteşemsin harikasın köylü güzeli."

AşkYakaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin