Dingin bir sabaha uyandım. Göğsümde Alaz'ın elinin sıcaklığını, burnumda Alaz'ın kokusunu sanki hala hissediyor gibiydim. Kesinlikle eminim Alaz'a aşık oldum. Dün gece kollarına daldığım uykuyla rüyalarımın bile seyri değişti. Onun bana dokunuşunu nasıl arzuladıysam artı on sekiz maceralara yelken açmıştım. Artık nasıl bastırdıysak duygularımızı rüyalarda çoştuğumuz kesindi. Çok fenaydı çook... Ay çok utandım.. Yatakta gerinerek vücudumun her kasını açtım ve Alaz'ın tarafına döndüm. Yoktu. Sanırım duşa girdi. Yatakta biraz daha tembellik yaptım ama banyodan çıkan olmadı. Ben de kalkıp banyo kapısını tıklattım. Ses veren de yoktuuu. Banyoya girdim sabah rutinlerimi halledip çıktım. Üstüme rahat hoş bir bluz ve kumaş bir pantolan geçirdim. Saçımı at kuyruğu sonra da hafif bir makyaj yaparak yarı açık stiletolarımı da giyerek ayrıca yanıma da rahat babetlerimi de alarak kahvaltıya çıktım. Çıktım ama Alaz kahvaltıda da yoktu. Nihal annem, Mert, Yiğit ve Sedat babam vardı. Şaşkın ve meraklı bir suratla günaydın deyince...
"Günaydın yavrum"
"Günaydın Hazal sevgili kocana bakıyorsan çok erken gitti" dedi Mert.
"Neden beni beklemedi? Yani bu kadar erken gitti."
Yüreğime taş oturdu terkedilmiş gibi hissettim.
"Şirketteki işleri halledip Alev'le buluşacaklarmış? Bugün seni biz götüreceğiz hadi gel kahvaltını yap."
"Tamam."
Masaya oturdum ama lokmalar ağzımda küçülmüyor daha da büyüyordu.
"Nerede bu depo çok mu uzak?"
"Aslında tam yerini bilmiyorum Abim de bugün öğrenecek. Depo inşaatı yeni. Sizin düğünden kısa süre önce başladı. Fırsat bulup gidemedik."
"Anladım ben doydum gidebiliriz artık."
"Kızım ne yedin kuş kadar lokma aldın onu da ağzında geveledin durdun. Hasta mısın sen iyisin değil mi?"
"İyiyim anne pek iştahım yok. Merak etme" dedim ama hiç de iyi değildim. Çok üzgündüm. Alaz beni uyandırmadan bana bir şey söylemeden gitmişti ama pes edecek değildim. İşe bir gideyim onun burnundan fitil fitil getirecektim...
Ofise girdiğimde Alaz masasında dosyaları imzalıyordu.
"Günaydınnn."
"Günaydın Hazal Hanımmm."
"Neden beni uyandırmadın. Seni erkenden işe getirecek bu kadar önemli işin neydi Alaz Bey?"
"Bugün sahada olacağım için işleri aksatmamak adına erken geldim. Bir de kollarımın arasında çok güzel uyuyordun, kıyamadım. İşim olmasa ben bile yataktan çıkmayı düşünmüyordum. Benim güzel karım beni özlemiş mi, beni merak mı etmiş."
"Yani şey... Biz yeni evliyiz kocasından haberi yok demezler mi insanlar."
"Demezler merak etme."
"Olsun yine de beni uyandırıp söylemeliydin. Çok garip hissettim kendimi. Kocamın erkenden işe gidişini ailesinden öğrendim."
"Tamam Hazalcığım bir dahakine seni uyandırırım. Şu anda çok acelem var. Bir iki dosya kaldı. Onları da imzalayıp çıkıyorum. Alev beni bekliyor."
Alev ismini duyunca cinlerim tepeme çıktı ve birden
"Ben de geliyorum seninle" dedim."Hayır gelmiyorsun inşaat alanı orası, güvenli değil."
"Ben bir mimarım Alaz. İnşaatlarda gezeceğim. Hem sen onu bırak da Alev'in gidebildiği bir yere, ben neden gidemiyorum?"
"Çünkü sen ben karımsın."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AşkYaka
RomanceRuhum bütünüyle rengarenk. Hayatı tam anlamıyla dolu dizgin yaşamayı severim. Tüm canlılığıyla anı yaşamayı, eğlenmeyi tercih ederim. Keyfime düşkün bir karakterim yok ama hayatın keyifli yanlarına meyletmek içimde var. *** Gördüğüm bir kıl yumağıyd...