"Aşk Özgürlüktür"

326 40 180
                                    

Yazım hataları için özür diler iyi okumalar dilerim♡
.
.
.
.
.
.
.
.
Yalanlar yaralar insanı, açığa çıkan sırlar ise öldürür.

Changbin ve Minho kimseye görünmeden zindana inmeye başarmışlardı.
Changbin cebinden zindan anahtarlarını çıkartıp kapıyı açtı ve Minho'yu içeri soktu. Changbin'in geldiğini gören Hyunjin oturduğu yerden ayağa kalkıp yanına ilerledi.
İkilinin arasına giren demir parmaklıklar Hyunjin daha fazla ilerlemesini engelledi.

Hyunjin
- Changbin bize yardım edeceksin değil mi?

Changbin
- Tabi ki edeceğim.
Fakat Hyunjin bir sorun var.

Hyunjin'in kulağına eğilip konuşmaya devam etti.

- Chan'in durumu iyi değil çarşıya inip tedavisi için lazım olan bir takım şeyleri almam istendi. Kral düne göre daha sinirli, sanırım Chan yüzünden morali oldukça bozuk, yani anlayacağın hepimiz kurtulsak bilene Seungmin'i işaret ederek devam etti.
- Onun için işler biraz daha zor.

Hyunjin'in duydukları yüzünden morali bozulmuştu ama kimseye belli etmedi. Changbin'e döndü.

- Anlamıyorum evet Chan için ben de endişeliyim ama babam yani Kral Chan için niye bu kadar endişeli ki alt tarafı diğer muhafızlardan biri değil mi onun için

Changbin
- Bilmiyorum Hyunjin Chan'i bahane ederek senin canını yakmaya çalışıyor olabilir. Ben şimdi gitsem iyi olacak zaman kısıtlı lütfen artık başka bişey yapmayın Jisung'a zaten planı açıkladınız şimdi sadece bekleyelim

Hyunjin
- Tamam sen git hadi oyalanma

Changbin
- Bu arada Chan'in durumunu anlatmak ister misin onlara? Düşüncen ne bilmiyorum fakat onlarda durumu bilse iyi olur.

Hyunjin kafasını sallayarak Changbin'e katıldı. Ardından Changbin zindandan çakarak uzaklaştı. Gözler Hyunjin'e döndü.
O da anladı ki herkes ne olduğunu öğrenmek istiyordu.
Minho Jisung'a planı anlattığını çoktan diğerlerine söylemişti.
Tabi aralarında yaşanan o tuhaf olayı kimseye anlatmamıştı.

Hyunjin kendisini bekleyen meraklı bakışlara döndü ve konuşmaya başladı.

- Sanırım başımız düşündüğümüzden daha da dertte olabilir.
Bunları söylerken odak noktası Seungmin'di.

- Chan'in durumu iyi değilmiş. Tedavisi için gerekli olan malzemeleri almak için Changbin görevlendirilmiş.
Yani şuan sarayın içinde bize yardım edecek kimse yok beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Ve bir de şey Kral Chan'e çok düşkündür tüm muhafızlar içinde en değerlisi o'dur hatta benden bile değerlidir onun için yani anlayacağınız Seungmin'i temize çıkarmamız gerek bir B planına ihtiyacımız var.
"Chan'e bir şey olursa diye "

Seungmin
- Tanrım gerçekten nefret ediyorum kendimden,
iğrenç biriyim ben.

Yere çöken Seungmin ağlamaya başladı.

- Ona bişey olursa kendimi affedemem, yaşayamam, birine zarar vermiş olarak hayatıma devam edemem çok ağır bir yük bu.

Minho kardeşinin yanına yere çöktü. Seungmin'e sarılarak göz yaşlarını silmek için ellerini gözlerine götürdü.

Minho
- Hışşsş bana bak bakayım, sana ağlamak yok demedim mi ben
Chan'e hiç bir şey olamayacak göreceksin.
Bana güven abinim ben senin hep yanındayım hadi kendine gel bak herkes sana bakıyor ağızlarına laf verme şunların burdan kurulduğumuzda seninle alay mı etsin bunlar.

Minho bu şekilde konuşarak kardeşini rahatlatmaya çalışıyordu. Ama içten içe o da Chan'e bişey olmasından çok korkuyordu. Asıl gerçeği bilen biri olarak Minho'nun omuzlarında ki yük ve yüreğinde ki korku herkese nazaran daha fazlaydı ama yine de kardeşi için güçlü olmak zorundaydı.

forbiddenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin