Yavuz abi, topuzumdan firar eden saçımı okşayarak kulağımın arkasına ittirdi. Ilk defa bu kadar yakındık ve ilk defa saçlarıma dokunmuştu. Bu hareketi yutkunmamı sağladığında merhem sürmeyi bitirdiğim elini bırakıp kullandığımız eşyaları tekrar kutu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
25.Bölüm
İki yıl önce...
Altındağ Mahallesi...
Yavuz, umutsuz bir bakış attı önündeki tabelaya. Cidden 26 yaşındaşehirdeğiştireceğiniüstelik bunu ailesi ile birlikte yapacağınısöyleselergülergeçerdi.
Ama kendisininasistanlık yapmak için Ankara'ya gelmesi ve kardeşi de Ankara'ya yatay geçiş yapmak isteyinceüstüneüstlük ailesi de onlarla birlikte gelmek isteyince olanlar olmuş ve kendini bu şehirdebulmuştu.
Güzeller güzeli Istanbul'a aşıktı o...
İstanbul'dan başkaşehire gitmeyi bu zamana kadar hiç düşünmemişti ama kader değil miydi her şey? Kader onu Ankara'ya itmişti.
Yolun sonunda ya bu şehirden nefret edecekti ya da bu şehireaşıkolacaktı...
Ama Ankara'dan nefret etmek mi? Kimin haddineydi?
Ülkesiningüzellergüzelitopraklarına hayrandı. Ülkesinin her bir karışına hayrandı. O da her Türk gibi vatanına sevdalıydı.
Ama İstanbul bir başkaydı be! Herkes trafiğinden, havasından, kalabalığından yakınırdı ama o bir kere bile yakınmamıştı.
Seviyordu İstanbul'u her şeyiyle.
Ama bilmiyordu ki Ankara'yı da artık her şeyiyle sevecekti.
Ankara'dan gitmemek için dualar edecekti.
Ankara'daki bir güzeliçinkendindengeçecekti.
Bilmiyordu... Bilse gelir miydi?
Yine gelirdi. Çünkü o öylebirkendinden geçmekti ki... Bir daha olsa bir daha kendinden geçerdi, bir daha, bir daha...