Keyifli okumalar, yorum yapmayı oy vermeyi ve sonda yazdıklarımı okumayı unutmayın lütfen.♡
Nil Karaibrahimgil/ Resmen Aşığım
37.Bölüm
Bazen yıkıldığınız zamanlar olurdu. Yıkıldığınız ve yıkıldığınızı kavrayamadığınız zamanlar...
Düşündükçe ne kadar yıprandığımı fark ediyorum. Ortada benim üzerimden oynanan bir oyun vardı. Bittiğini varsaydıkları bir oyun.
Bittiyse ben neden hâlâ korkuyordum?
Bittiyse ben neden hâla berbat hissediyordum?
Gözlerimi açtığım anda mutlu olmam gerekirken ben neden hâla yaşadığım olayları tekrar tekrar yaşıyordum?
Daha önce psikolojik olarak hiç bu kadar çöktüğümü hatırlamıyordum.
Ve bana bunu yaşatan insanlardan birisinin evinde kalmıştım.
Rümeysa...
Suçsuz olduğunu söylüyordu. Hataları için özür diliyordu. Eskisi gibi olmak istiyordu.
Peki ben bunu istiyor muydum?
İstediğim söylenemezdi.
Her ne kadar Zeynep'in tehditlerinden dolayı bana öyle davrandığını söylüyor olsa bile Zeynep'ten bir şekilde kurtulabileceğini düşünüyordum.
Belki de Rümeysa bana bütün bunları isteyerek yapmıştı.
Bilmiyordum ve ona güvenmiyordum da. Her şeyi kendi kulaklarımla duymuş olabilirdim ama yine de artık kulaklarımla duyduğum şeylere bile inanmıyordum.
Zeynep, Sinan ve Selim kesinlikle suçluydu. Rümeysa için kesin bir kanıya varamıyordum.
Ama ne olursa olsun benim o iki üç yılda yaşadığım kırıklıkların hesabını kim verecekti?
Yaşadığım her şeyi unutup Rümeysa'ya kucak mı açacaktım?
Bu ne kadar mantıklıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTINDAĞ MAHALLESİ
Teen FictionYavuz abi, topuzumdan firar eden saçımı okşayarak kulağımın arkasına ittirdi. Ilk defa bu kadar yakındık ve ilk defa saçlarıma dokunmuştu. Bu hareketi yutkunmamı sağladığında merhem sürmeyi bitirdiğim elini bırakıp kullandığımız eşyaları tekrar kutu...