Yasir Miy / Gidiyor musun?
11.Bölüm
Abim ikimize de çatık kaşlarla bakarken yutkunarak sinirli bir şekilde Serkan'a baktım. Zamanlaması ve mekan ayarlaması o kadar harikaydı ki bir kez daha ona hayran kalmıştım(!)
Serkan da bakışlarını bana değdirdiğinde yüzünde pis bir sırıtış vardı. Bakışlarıyla bana sen şimdi bittin diyordu resmen ve bundan hayli keyif aldığı çok açıktı.
Abim Serkan'dan gözlerini ayırmadan "Komik olan ne?" diye sordu. Bu sorusu benim rahat bir nefes vermem için yeterliydi ve öyle de yaptım. Demek ki abim sadece Serkan'ın en son dediği şeyi duymuştu.
Serkan ise abimin bu cümlesinden sonra yüzünü buruşturdu. Abimden duymak istediği cümleler kesinlikle bu değildi. Muhtemelen abimin benden hesap sormasını istiyordu ama benim abime vereceğim bir hesap da yoktu zaten. Bunu geri zekalı kardeşim hâlâ anlamamıştı sanırım. Hem her şeyden geçtim, abimle benim aramın kötü olması onun eline ne geçirecekti? Kardeş mi yoksa düşman mı, belli değildi.
Ah ah! Bu ablalar gerçekten kardeşlerini ne kadar koruyorsa bu kardeşler ablalarını bir o kadar korumuyordu.
Kardeşim benim kötülüğünü isteyen bir haindi.
Yüzüme gıcık bir gülümseme yerleştirerek Serkan'ın bozulmuş suratına baktım ve abime döndüm. "Abi ne olabilir Allah aşkına?" Diyerek abime doğru yürümeye başladım. Serkan'ın omzuna omzumla çarparak abimin koluna girdim ve Serkan'ı arkamda bırakarak abimi salona doğru yürütmeye başladım.
Abimin ise bizim bu tavırlarımıza göz devirdiğini tahmin edebiliyordum. Sanırım şu an bizim ne kadar salak olduğumuzu düşünüyordu. Ee Serkan'ın salak olduğu konusunda haksız sayılmazdı da.
"Eee," diyerek abimin omzuna başımı koydum. "Sevil ablayla," diyerek gözlerimi kıstım. "Yani nişanlınla yaptınız?"
Kıstığım gözlerimi görebildiğim kadarıyla abimin yüzüne çıkarmıştım. Kahverengi gözleri dudaklarındaki kıvrımdan dolayı kısılmıştı. Nişanlısının ismini duymak bile aklının başından gitmesi için yeterliydi. Sevil ablacığım seni abimin aklını başından almak için kullandığım için özür dilerim ama abimin mutfaktaki saçma şeyi unutması gerekiyordu.
Çoktan salona girdiğimiz için koltuklardan birisine oturmuştuk. Abimin yüzündeki tebessüm silinirken hâlâ omzunda olan başımı ittirdi ve o beklediğim cevabı verdi. "Sana ne?"
"Aman!" Diyerek yüzümü buruşturup hafifçe omzuna vurdum. Hafif bir şekilde vurmuş olsam bile elim ağır olduğu için abimin eli omzuna gitmişti. Acımadığını biliyordum sadece refleks olarak elini omzuna koymuştu hepsi bu. "Sanki çok meraklıydım senin aşk hayatına." Dedim sanki az önce ona aşk hayatını soran ben değilmişim gibi. Abim alaycı bir şekilde gülerek başını iki yana doğru salladığında dilim yine boş durmamıştı. "Aynı meraksızlığı ve saygıyı kendi aşk hayatım için de istiyorum beyefendi." Dedim şirin olmaya çalışan bir gülümsemeyle. Abimin bakışları şimşek hızıyla beni bulurken "Sen nasıl bana bir şey anlatımıyorsan ben de sana anlatmayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTINDAĞ MAHALLESİ
Teen FictionYavuz abi, topuzumdan firar eden saçımı okşayarak kulağımın arkasına ittirdi. Ilk defa bu kadar yakındık ve ilk defa saçlarıma dokunmuştu. Bu hareketi yutkunmamı sağladığında merhem sürmeyi bitirdiğim elini bırakıp kullandığımız eşyaları tekrar kutu...