Yavuz abi, topuzumdan firar eden saçımı okşayarak kulağımın arkasına ittirdi. Ilk defa bu kadar yakındık ve ilk defa saçlarıma dokunmuştu. Bu hareketi yutkunmamı sağladığında merhem sürmeyi bitirdiğim elini bırakıp kullandığımız eşyaları tekrar kutu...
Keyifli okumalar, oy ve yorumlarınızıbekliyorum <3
Yaşlı Amca/ Ve Ben
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
39.Bölüm
Şule "Ee ne yapmayı düşünüyorsun?" diyerek limonatasından bir yudum aldı.
Kaan, "Bence bir tane saat al geç." dedi.
"Aaa" diyerek araya girdi Serkan. "Yavuz abiciğim enişteciğim öyle bir tane saatle geçiştirilecek adam değildir."
Aslında Yavuz'a saat almak demek onu geçiştirmek anlamına gelmezdi çünkü Yavuz'un antika saatlere büyük bir ilgisi vardı. Bir koleksiyonu bile vardı ve önceden bana o koleksiyonunu göstermişti bile. Yani ona saat alma fikri sıradan olabilirdi ama ayrıca onun için anlamı büyük de olurdu. O koleksiyonda benden bir parçaolmasını da gerçektençok isterdim.
Kaan biraz düşündükten sonra "Pahalı bir tane saat alırsın o zaman" diyerek fikrinden vazgeçmedi.
Serkan tekrar Kaan'ın önerisini geri çevirerek "Ablam da o kadar zengin bir kadın değildir." dedi. "Eğer o kadar zenginse benim ablam değildir yani. Ben aç bilaç geziyorum ortalıklarda"
Mizgin, Serkan'ın omzunu cimcikleyerek "Az at hayvan" dedi. "Şantajla para toplayan benim sanki. Hepimizden zengin olduğuna imzamı atarım."
Serkan, Hakan abimle Mizgin'in mesajlaşmalarını görmüştü. Hakan abim, Mizgin'in numarasını bir şekilde bulmuştu. Hakan abimlere yemeğe gittiğimizde Hakan abim sürekli sırıtarak birisine mesaj yazıyordu. Serkan da sinsice Hakan abimin arkasından yaklaşmış ve kiminle mesajlaştığını görmüştü.
Tabii ben o günden sonra Hakan abimin asker olduğundan şüphe etmeye başlamıştım. Normalde 10 metre öteden bile olsa arkasında kim olduğunu bilir ve ona göre önlemini alırdı. Ama o akşam dibine kadar giren Serkan'ı fark etmemişti bile. Buradan bile aşkın ne kadar körleştirdiğini anlayabilirdik.
Tabii ben aşktan körleşmemiştim. Ben aşktan zekileşiyordum be. Her gün bir önceki günden daha zeki hisseddiyordum kendimi.
Yani her gün bir önceki günden daha da zeki hissediyordum.
Arada kelime oyunları da yapardım böyle.
Maşallah bana.
Her neyse işte sonrasında da olanlar olmuş ve Serkan, Hakan abimin kredi kartıyla bir sürü şey sipariş etmişti. Çünkü eğer Hakan abim bu teklifi kabul etmeseydi Serkan bütün sülaleye sevgilisi olduğunu yayacağını söylemişti. Ee Hakan abim de adının çıkmasını istemediği için kabul etmek zorunda kalmıştı.
