31. BÖLÜM

413 113 94
                                    

REFAKATÇİM MÜZİK

Şarkı; 

Kaç Kadeh Kırıldı (Müslüm GÜRSES)-Rubato&Sıla

İsyan (Halil SEZAİ)-Cover by X.O BAND

.

.

En sevdiğiniz sayıyı noktalayın.

-X.

01.10.2021

18.00


31. BÖLÜM

Hayat neden herkese bir acı yüklüyordu? Herkesin, göstermeseler bile mutlaka bir acısı vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayat neden herkese bir acı yüklüyordu? Herkesin, göstermeseler bile mutlaka bir acısı vardı. Acı olmasın demiyorum ancak travmatik acılar hayatımızdaki en büyük yara. Ruh zedeleniyor ve kişi en derinden etkiliyor.

Mesela benim en büyük yaram, ilk kez bana ait olan bir kemanın kırılmasıydı. O keman bana ailemin emanetiydi. Onu korumak benim sorumluluğumdaydı ancak ben hor görmüştüm. O kemanı fırlatan başka biriydi, evet ama benim sayemde fırlatılmıştı o tren raylarına. Küçük bir çocuktum o kemana sahip olduğumda. Belki daha ilkokula gidiyorumdur. Hatırlamıyorum pek o zamanları.

En büyük yaram, babam ve O'nun bizi bırakıp gitmesi değildi. Onlardan bana miras kalan, beni onların yanında gibi hissettiren gücün parçalanmasıydı. Eğer şimdi gözlerimin önünde o güç parçalanmasına ek olarak kaybolursa, geriye benden hiçbir şey kalmazdı. Biliyorum ve ben, bildiğim yolda şimdiye kadar hiç yanılmadım.

"Ve işte aşka inanmadığım kısım da tam olarak bu nokta."

Yarası vardı Virtüöz'ün de. Bazen... Bazen onu sadece benim anlayabildiğimi ve hissedebildiğimi düşünüyorum. Belki bu düşünceler yanlıştı ama bir hakikat vardı ortada ve bu doğruydu. Kimsesi yoktu, oğlu dışında. Benim gibi o da yalnız bırakılmıştı. Benim yeni yeni arkadaş gibi görünen çevrem vardı. Burslular... Peki onun? Kaçık Virtüöz'ün benden başka kimsesi yok muydu? Dostu, akrabası, eşi?

"B-bu..." dedim ve elimdeki kâğıttan gözlerimi çektim büyük hızla. "Bu ne demek Virtüöz?" dedim hayretle. Alay eder gibi güldü ve başını salladı. Hemen sonrasında da oturduğu koltuktan kalktı ve televizyon ünitesinin olduğu dolaptan şarap çıkardı. Önümdeki sehpaya koydu ve tekrar dolaba dönerek bir kadeh çıkardı. Sanki tek seferde getirmek istemiyordu. Özellikle vakit kazanmaya çalışıyor gibiydi.

Hava artık kararmıştı ve beni arayan, merak eden yoktu. Ben de onları merak etmedim. Kimsesi olmayan iki kişi bu sarayda birbirlerine yoldaş olacaktı. Kimseyi merak etmeden veyahut bedenen birlikte olmasına rağmen ruhlarını geçmişe teslim ederken...

REFAKATÇİM MÜZİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin