48. BÖLÜM

341 83 73
                                    

REFAKATÇİM MÜZİK

Şarkı; 

Bak Bana-Sena ŞENER

Arkadaş-GRİPİN

.

.

22.02.2022

15.48

Uzun araya gerek yok, çünkü zaten ikinci kitap finaline yavaş yavaş yaklaştık. Bundan sonra sezon finaline kadar iki hafta beklemeyeceğiz. Bir hafta bekleyeceğiz. Sezon finaline kadar her cuma 18.00'de görüşmek üzere... Sonrasında kestiremediğim bir ara, kitaba yeniden başlama, düzenleme süreci... Sıkıcı ama eğlenceli.  Benimle beraber baştan başlarsınız herhalde? :D

🎵

48. BÖLÜM

Yıllar önce şimdiki gibi aynı hissetmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yıllar önce şimdiki gibi aynı hissetmiştim. O zaman da adını koyamamıştım, şimdi de koyamıyordum. Fakat yıllar önce onlar, bunlar, şunlar yoktu. O ve ben vardık. Belki de biz'dik. Adını dile getiremediğim, çocukluğumun en'i olan kişi, ölmüştü. Yoktu şimdide. Geçmişte vardı ve şimdide yoktu. Eğer şimdide yoksa, adı da olamazdı. Yasaklıydı. Kendime koyduğum en kesin yasaklardan biri olabilirdi.

"Sen çok garipsin." Küçük Tara, şimdide olduğu gibi geçmişte de tuhaftı. Pat pat diye söyleme huyu halen devam ediyordu.

"Öyle mi? Mm, mesela garip olan ne?" Küçük Tara'nın Görki'sinin yüzündeki ifade, yetişkin birinin imalı bakışlarıyla aynıydı. İğneleyici bir ima yoktu ve ancak adını da koyamıyordum.

"Hep bana bakıyorsun uzun! Upuzun böyle!" Küçük Tara, ellerini iki yana açıyor sanki en büyük uzunluk iki kol kadarmış gibi. "Ben de sana bakıyorum ama bir şey demiyorsun. Gizli bir konuşma mı bu? Aramızda şifreli bir dil mi yoksa?" Hayal gücü fazlasıyla geniş... "Bir tane adam var. Adını söylemeyeceğim ama, yasak!" Kaşları çatılıyor yetişkin gibi olan oğlanın. "Anneme böyle kısacık bakıyor ama seninki gibi değil. Şey..." Küçük Tara anlatmak istemiyor ama merakı ağır basıyor. "Sen güzel bakıyorsun. Ama o baktığında korkutuyor. Sen öyle bakma! Hep böyle güzel bak!"

Sıradan bir eylem olan bakmak, birden fazla çeşide ayrılıyordu. Aslında baktığımızda duygularımızla bakıyorduk. İfadesiz, düz bakışların sebebi oynamayan mimiklerdi. Dikkatli bakılırsa ve gerçekten anlamak için bakılırsa, o ifadesizlikte görebilirdik bazı şeyleri. Ben küçükken anlamıyordum, hatta bazen halen anlamıyorum.

"Sevdin mi sen?"

"Evet!"

"Hım... O zaman sen hep sev, ben böyle bakayım sana. Olur mu?"

"Olur! Sen sev ben de seveyim. Biz birbirimizi hep sevelim!"

Üzgünüm küçük Tara, ama maalesef artık sevdiğin çocuk yok. Birbirinizi sevdiniz fakat di'li geçmiş zaman... İşte bu yüzden beni geçmişe çekmekten vazgeç! Ümit etmekten vazgeçmiyorsun ama imkansızı da umma! Hayal dünyandan çık ve artık büyü! Senin büyümüş halin, geçmişten apayrı bir yerde! Artık ne kendini üz ne de gelecekteki sen'i. Çünkü kimse saçını okşayıp, "Üzülme!" demeyecek.

REFAKATÇİM MÜZİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin