57. BÖLÜM

231 37 40
                                    

REFAKATÇİM MÜZİK

Şarkı;

Erkekler De Ağlar - Can BONOMO

Elimi Tut - Toygar IŞIKLI

Acılara Tutunmak - Ahmet KAYA

.

.

SÜRPRİZZZZ!!!!

Açıklama sondaaa eheheh! GO GO GO OKUMAYAA!!

Adınızın 3. harfini noktalayın.

-S.

29.11.2022

22.26

57. BÖLÜM

Hayatın yaptıramayacağı hiçbir şey yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatın yaptıramayacağı hiçbir şey yoktu. Bunun farkındaydık fakat farkında olduğumuz şeyin sahiden de farkında değildik. Bundandı bazen anlamlı anlamlı güldüklerimizin pat diye karşımıza çıktığında şaşırmamız. Tam da bundandı afallama sebebimiz.

Artık şaşırmıyordum olanlara, kendime. Kaçtığım, karşısına bile çıkmaya korktuğum İrfan'la şu anda yemek yiyecektim ve ben bu kadar sakin duracaktım? Hayatın benimle bir alıp veremediği vardı. Artık çözmeye çalıştığım şey, bunun sebebiydi. Sebebi ne olabilirdi ki ben, bu denli kötülüklerin içinde tepkisiz durabilirdim?

Önündeki iğrendiğim balığı iştahla yiyen adamın sofrayı donatması, benim en sevdiğim yemekleri sofraya dizmesindeki aldatmacayı çözmeye çalışıyordum. Hayatın bazen şaşırttığı şeyler imkansızdı ve bu imkansızlığın gerçekleşmesi tamamen imkansızdı. Bazı işlerde terslik vardı ve benliğimiz, bunu bizi kötü hissettirerek dürtüyordu.

"Sevdiğin yemekler bunlar. Yaprak sarması da seversin." Psikolojime mi oynuyordu? Gözlerimi kısarak çehresini süzdüm. Çatalı ve bıçağı kullanışından bile elitlik akan bu adam benim babam mıydı? Babam olduğunu iddia eden bu adamın neden babam olduğunu düşündüğüm an takside olduğum andı? Belki de taksi, onu ilk kez görmeme sebebiyet verdiği içindi. Geçmiş madem geleceği bulandırıyor, neden karışmak gibi bir haltta bulunuyordu geleceğe?

"Yemeyecek misin?" İrkildim. Dudağımın kenarını gülümsemeye çalışır gibi hareket ettirdim ve çatalımı, en sevdiğim yemek olan yaprak sarmasına batırdım. İtinayla beni izlerken peçeteyle ağzını sildi. O kadar kibar ve bir o kadar canavar gibiydi ki... Sanki onu halüsinasyon olarak görmüşüm ya da yaşananları kafamda kurmuşum gibi...

"Yiyeceğim. En sevdiğim yemekler var ama tuhaf, iştahım yok hiç." Kaşlarını gülümseyerek kaldırdı ve şarabından yudumladı. Bu sırada ben de ağzıma bir lokma atmıştım.

"Adamlarım Deniz'i evimize götürüyor şimdi, o yüzdendir." Nefes almamı engelleyen şey, oksijenin kesilmesi miydi yoksa genzime kaçan yemek miydi? Öksürürken "Helal helal!" diyen adamın tek bir işaretiyle yanımda bir adam ve su belirmişti. Sanki nefes kaynağımmış gibi öksürürken suyu almaya çalıştım. Su geri çekildiğinde Şefkat denen adamın ileriye bakan suratına ve hemen ardından İrfan'ın yüzüne baktım. Bu süreçte de öksürükler içinde nefes almaya çalışıyordum. Ölecekmiş gibiydim.

REFAKATÇİM MÜZİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin