İsmi ROCK F*CK MUSIC olan bir kanalda anonim yayın açtığımda bu kadar büyüyeceğim aklıma bile gelmezdi. Ünlülerin ses analizlerinde ne kadar kötü yorum yaparsam yapayım, ne kadar kötü yorumlara maruz kalırsam kalayım ben değil 'biz' büyümüştük.
Ben...
Takip etmeyen okurlar ve takip edenler!!! Bölüm bitince aşağıdaki uzun yazıyı please okuyun! Duyuru paylaşmayı pek sevmiyorum çünküü. <3
UNUTMADAN! BÖLÜM FAZLA UZUN, İSTEDİĞİNİZ YERDEN İKİYE AYIRIN DERİM!!!
🎵
54. BÖLÜM
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kişi, trafik kazası veyahut travmatik bir kaza geçirirken, filmlerde gördüğümüz kadarıyla farklı notaların hâkim olduğu çınlamayı duyar. Ben de duyuyordum ve travmatik olamayacak kadar akıl almaz bir sebepten ötürüydü.
Tara kendine gel!
Alay, dalga, eğlence kaybolurken neden küçük Tara titreyerek beni de korkutuyordu? Kemanın doğru entonasyonlu sesini ve doğru BPM'deki ritmini duyuyordum ve ancak duymak istemiyordum. İlk kez şu an müzik sığınağım değildi. Küçük Tara'ya iyi gelenin bir kişi olması ve o bir kişinin ölmüş olması ne kadar korkutucu geliyordu akla ve mantığa. Buz sıcağa geçince erir, peki ben neden donup kalmıştım ve hiç eritemiyordum bu gerginliği?
Gözlerimin önünden geçen keman arşesi, Tellerin üzerinden savrulan keman arşem bir buza baltayla vurmak gibi bir etki vermişti. Gözlerimi kapadım ve açtım. Ani darbeyi beklemediğim için korkmuştum. Serra, kaşlarını çatarak bir bana bir de tuttuğum arşeye baktığında aslında rakibimin beni onunla olan düelloya davet ettiğini fark edebiliyordum. Davet değildi hayır, sanki bir destekti.
Arşeyi bir kılıç gibi kullanması ayrıntısını sonra düşünecektim.
Salondaki fısıldaşmalar ve itiraz sesleri yeni fark ettiğim bir detaydı. Rakibimin, enstrümanıma zarar verdiğini düşünüyorlardı. Sadece olumsuza odaklı olursak aslen görünen doğruyu göremezdik.
Sol telindeki fa notasına glissando bile yapmadan tek bir basışta bularak fortissimo çaldım. Öyle sert bir vibrato kullanıyordum ki, çıkan desibel ve ton beni bile hayrete düşürmüştü. Salon bu hamlemle sessizliğe büründüğünde salonun kapısına bakmadan direkt olarak Serra'yla göz teması kurdum. Sanki bir zafer kazanmış gibi üst dudağını havaya kaldırarak gülümsedi. Kibir de vardı, saf heyecan ve mutluluk da. Umarım transtan çıktığım için mutlu olmak gibi bir hataya düşmemiştir. Rollere tuhaf bir şekilde kanabiliyordum.