İsmi ROCK F*CK MUSIC olan bir kanalda anonim yayın açtığımda bu kadar büyüyeceğim aklıma bile gelmezdi. Ünlülerin ses analizlerinde ne kadar kötü yorum yaparsam yapayım, ne kadar kötü yorumlara maruz kalırsam kalayım ben değil 'biz' büyümüştük.
Ben...
18.05.2023 (Doğum günüme özel bölümü bitirdiğim gün.)
19.05.2023 (Yayınlanma tarihi)
19.33
♬
62. BÖLÜM
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayat... Kaderin bize bağladığı ipler ne kadar ince dahi olsa sapasağlamdı. Hangi güç uygulanırsa uygulansın, kopması mümkün dahi değildi. Hayatı hayat yapan, bu bağlardan kurtulmaya çalışmak değil de onlara sıkıca tutunmaktı. İşte o zaman, hayat dediğimiz şey daha katlanılır oluyordu.
Hayat, güvenemediğim o sıkı bağların sağlamlığından şüphe etmem ve bu şüphelerin yarattığı sonuçları yaşamakla geçerken benim yaşamımda, spesifik olarak düşünmediğimi ve hep o filmlerdeki zayıf ve aptallar gibi davrandığımı fark etmem için çok geçti.
Belki de geciktiren kaderin ta kendisiydi. Aslında akla takılan bir soru, daha önce aklımıza dahi getirmediğimiz yeni soruları türetiyor ve bu türeyen sorulardan da pek tabii yeni cevaplar türetme arayışına giriyordu. Tüm bu cevap arayışları dönüm noktasına kadardır. Hayatı en sıkıcı birinin bile bir dönüm noktası vardı. Bir değil, bazen birden fazla dönüm noktasına dahi sahip olabiliyorduk ama içlerinde sadece bir tanesi gerçekten de hayatımızı yönetecek hale geliyordu.
Benim dönüm noktam, hayatta kalabilmekti sanırsam. Herkes yaşardı fakat herkes gerçekten yaşayamazdı. Yaşamımı yaşanılır kılan benliğim, umutsuzluklara rağmen pes etmeyişimdendi. Pes edersem, intihar etme güçsüzlüğünü gösteren aciz bir insan olacaktım. Ve bu dünyada nefes alan bir canlı olarak intihar edecek o aciz varlık kesinlikle ben değildim.
"Yıldız'ım, söyle bana." Saçlarımdaki okşayış, denizin huzuru anlattığı o koku... "Söyle, kim kesti nefesini?" Güneşin yüzümüze vuran ışığı ve uyuşturucu sıcaklığı... "Yavrum söyle ki senin için kıyayım onlara!" Ve tenime değen o ürpertici ufak esinti... "Yeter ki söyle kızım benim."
"A-anne." dedim nefes almak istercesine. Anne diyerek almaya çalıştığım nefesin kursağımda takılı kalması... Masalların başrolü olmak isteyen küçük Tara, artık yoktu. Var olur muydu bilmem ama içimde yaşatmaktan vazgeçecektim. Belki de benim dönüm noktam da buydu.