"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum!"
James Potter, Peter Pettigrew, Remus Lupin ve Sirius Black...
Çapulcu Haritası'nın mucitleri...
Onlar, hiç şüphesiz ki Hogwarts'ın gördüğü en efsanevi öğrencilerdi.
Adları destansılaş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
7. Bölüm - "İşte kardeşim: Regulus Arcturus Black!"
1976, Mart...
Remus'un sessizce elindeki 'Kurt Adamlar Hakkında Her Şey' kitabını okuması, Sirius için hem anlamsız hem de çok sıkıcıydı. Neden bir kurt adam kendi hakkındaki şeyleri sanki hiç bilmiyormuşçasına salak bir kitaptan okumak isterdi ki?
"Aylak?!" diye mırıldandı. Çapulcu Haritası'nda işaretledikleri bir oda vardı, genelde onlar girdikten sonra kapısı yok olan bomboş bir oda - oradaydılar. Peter kız arkadaşını görmeye gitmişti, James ise yarınki Quidditch maçı için Gryffindor takımının antrenmanlarına katılacaktı gün boyu. O günkü dersler de bitmiş olduğundan yapacak bir şey bulamıyordu Sirius, öylece Remus'un yanında oturup hayatı sorguluyordu.
Şimdi gidip okulun en güzel kızı olan Cadance Sky'la ya da her daim kendisiyle hiçbir şeyi sorun etmeden takılabilen mükemmel Marlene McKinnon'la zaman öldürebilirdi, gelgelelim ki buna izni yoktu. Zira Remus ve James, son zamanlarda Sirius'un eski sevgililerin örgütlenip Sirius'a saldırmaları sebebiyle ona bir süreliğine karşı cinse yaklaşmayı yasaklamışlardı.
"Aylak??" diye bir kez daha seslendi Sirius. Remus homurdanarak döndü ona, dikkatinin dağılmasından hiç de hoşlanmadığı açıktı.
"Canım sıkılıyor, bana aksiyon lazım! Gidip Sümsük'e sataşalım mı?"
Remus'un fıstık yeşili gözleri devrildi:
"James'in ondan habersiz harekete geçersek k*çımıza boynuzlarını geçireceğini biliyorsun, d'imi?"
Sirius, arkadaşının sözleri üzerine gülmeye başladı:
"O zaman ben de onun arkasında ponpon gibi sallanan o tüy yumağı kuyruğunu ısırırım - zaten her dolunay koşuşturmasında yapasım geliyor."
Her ne kadar dolunay gecelerinden bahsetmek Remus John Lupin için pek hoş olmasa da Sirius'un sözleri üzerine gülümsemeden edememişti genç adam.
"Eh, peki madem," dedi ayaklanırken. "Bu tozlu, boş odadan çıkalım o zaman."
"Ole!" diye coşkulu bir seviniş yaptı Sirius, İspanyol Quidditch takımı Puños Voladores taraftarlarının dünya kupasındaki Puddlemere United ile olan maçlarında takımları her sayı kazandığında yaptıkları gibi.
"Ve hayır, Sümsükus'a Jamie'siz hiçbir şey yapmıyoruz!" dedi bir anda Remus, vurgulaması gerektiğini hissetmişti arkadaşının az evvelki sevinç gösterisinden - ki haklıydı da, Sirius'un morali hemencecik yeniden bozulmuş gibiydi.
"Ah, peki!" diyebildi güçlükle Sirius; sanki dünyanın en kötü haberini almış, matem tutan biriymiş gibi pek aheste hareket ediyordu. Remus, arkasından sertçe ittirerek ilerletti onu, yapabileceği başka bir şey yoktu.
