20. Bölüm : 'Artık daha fazla rol yapamam! Sen yolunu seçtin, ben de kendiminkini!'
1976, Haziran... (5. Sınıftayken...)
"Lils... Daha ne kadar bu odada tıkılıp kalacaksın?!" diye sordu Marlene, arkadaşının başucunda oturmuş, onun alev misali gün ışığında parıldayan saçlarını okşarken. "Yetmedi mi kendini bu denli yıpratman?"
Lily ise sükut uzanıyordu yatağında.
Sessiz ve ifadesizdi, düşünüyordu."En son, o malum hakaret olayından sonraki gün, Biçim Değiştirme O.W.L.'una katıldın - sonra da McGonagall'ın parşömenleri toplamasıyla birlikte buraya geldi koşarak ve kendini tüm dünyaya kapattı!" dedi Mary, bağırarak. Asabı bozulmuştu. Okulda dönen dedikodu rüzgârından uzakta kalmıştı ve bundan rahatsızlık duyuyordu.
"Sakin ol, Mary!" diye azarladı arkadaşını Dorcas, kaşları çatıktı. "Böyle davranarak hiç yardımcı olmuyorsun!"
Gözleri devrildi Mary'nin.
"Söylemesi kolay tabi... İki gündür odada böyle uzanıyor, hem de ölü gibi!" İç çekti, "Biz de çıldıralım burada endişeden!""MARY!"
Bu kez Mary'ye sitem eden kişi Alice idi - pencerelerden birinin kenarında oturmuştu, gün ışığıyla parlayan siyah saçları ve yere düşürdüğü gölgesiyle endamlı bir duruş sergiliyordu. Bunca zamandır sessizce odayı - bilhassa da Evans'ı - gözetlemiş olsa da onun da canına tak etmişti artık. İster istemez kendisini Mary'e bağırırken bulmuştu.Mary'ninse gözlerine yaş gelmişti.
Bu adil değildi!
Onun hayalinde O.W.L.'lardan sonra kalan zamanı arkadaşlarıyla kahkahalar içinde başkalarının dedikodularını yaparak geçirmek, Lily'le James'in iki gece sonra gerçekleşecek Şampiyonluk Kutlaması'nda birlikte takılışına şahit olmak gibi harika şeyler vardı.Lakin...
Sümsükus...Donna, sessizce uzandı Lily'nin tam karşısına. Onun o boş bakan, ara ara kırpıştırarak yaşam belirtisi gösterdiği zümrüt yeşili gözlerine baktı hüzünle ve belki onu neşelendirir diye gülümsemeye çalıştı.
Öte yandan odaya bir anda elinde bir takvim sayfası ile giren Marlene, Lily'nin de dünden bu yana durumunu bildiğinden, neşelendirmek üzere elindekini salladı:
"Az önce Sirius-salağının çantasından bir şey aşırdım kızlar, bakmak ister misiniz?!"
"Aaa!" dedi Mary, pek yalancı bir hayretle - amacı, Lily'nin dikkatini çekmekti. "Bir göz atabilir miyiz?!"
Marlene, Lily'nin hala daha bir heykel misali kalması, tepki göstermemesi üzerine asıvermişti suratını. Can sıkıntısıyla uzattı elindekini yanına gelen -dedikodu kraliçesi arkadaşı- Mary McDonald'a.
"Tam Black'e yaraşır şeyler yazılı!" diye mırıldandı Mary. "Başlığa bir bakın: 'SİRİUS, MUHTEŞEM YAKIŞIKLI BLACK. MINNIE'NİN FAVORİ ÖĞRENCİSİ, 5. SINIF. GURURLU BİR GRYFFİNDOR.' Her harfini yazarken aynada kendisini öpüyormuş gibi garip bir izlenim bırakıyor insanda!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Marauders In The Pensieve (Çapulcular Düşünselinde) |Harry Potter Fanfic|
Fanfiction"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum!" James Potter, Peter Pettigrew, Remus Lupin ve Sirius Black... Çapulcu Haritası'nın mucitleri... Onlar, hiç şüphesiz ki Hogwarts'ın gördüğü en efsanevi öğrencilerdi. Adları destansılaş...