39 - "Ölüler için üzülme, Harry..."

127 10 58
                                    

39

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

39. Bölüm - 'Ölüler için üzülme, Harry...'

2017, Mart...
Amerika Birleşik Devletleri...
Utah Eyaleti...
Saat 18.52 p.m.

"Dur, dur!" diye bağırdı nefes nefese Harry, saatler süren koşuşturmanın sonunda. Elindeki asasını öylesine sıkmıştı ki bileği ağrımaktaydı.

Kyle da yorulmuş olacak, durdu - lakin bir yandan da halen daha saatlerce koşacak gibiydi hali, Harry'nin aksine dimdikti.

"Neden yapıyorsun bunu?!" diye sordu Harry, artık canı yanıyordu. "Birilerine zarar veriyorsun, sonra suç mahallinde bana ebeveynlerimi anılarını bırakıyorsun! NEDEN?!"

Kyle yutkundu. Çoğunu dağların, yüksek yaylaların ve çöllerin oluşturduğu bu ıssız yerde, gün de batarken iyice, baş başalardı nihayet. Uzunca bir süredir burada Potter'a eşlik eden o sini bozucu Magusa'lı seherbaz kız da görünürde değildi. Hoş... Bennet denen kızdan rahatsız oluyor değildi, genel olarak çapkın ruhu gereği mekanda bir kadının varlığını ruhuna esenlik veriyordu lakin...

Şu anda durum çok farklıydı.

Pek lakayt güldü, biraz isyankardı gülüşü. "Yardım çığlığımı çok yanlış anlamışsın, Potter!" dedi sesini yükselterek - arkasını dönmeyeyse yoktu gücü. Zira Harry, onun yüzünü görse olacakların farkındaydı.

"Senin gibi aciz bir adamın, bir kara büyücünün yardım çığlığı mı?" Tek kaşını kaldırarak az ötesini kara paltosu ile öyle kendisine arkası dönük duran adama baktı. "BENİMLE DALGA GEÇMEYİ KES!"

"Ben masumum," diye çıkıştı Kyle ise. "Esas peşinde oldukları benim, beni kurtaracak olansa sensin!"

Derin bir nefes alıp verdi Harry ve doğruldu, ilerledi Kyle'a doğru. "Pekala.." dedi sakin kalmaya çalışarak. "Pekâlâ... Bana dönen tezgahın ne olduğunu dersen eğer..."

Kyle ise kendisine iyice yaklaşan Harry'i gerecek şekilde oldukça büyük birkaç adım atarak aralarındaki mesafeyi hızla açtı. "Yaklaşma bana..." dedi. "Yüzümü görsen anlarsın..."

"Öyleyse göreyim!" diye bağırdı Harry ve küfretti. "Benimle oyun oynamayı kes, Tanrı'nın cezası!"

Kyle ise güldü buna sanki komikmiş gibi. "Bu bir oyun değil, Harry... Sadece hayatlarımız üzerine uygulanan bir kumar." İç çekti. "Şu anda Black'in o günü gibi, masum olduğum halde yargılanıyorum. Sana bir şey diyemiyorum, çünkü Pettigrew'ın aksine ben sırrı tutuyorum. Ve Lupin gibiyse... Bir yara taşıyorum."

Başını hafifçe döndürecek gibi oldu, ancak Harry gün batımından dolayı kara bir siluetten başka bir şey göremedi. "Benim masumiyetim, senin babanın anılarından birinde saklı," diye ekledi Kyle ise. "Ben anıları sana sunuyor, lakin izleyemiyorum - zira vakit daralıyor."

The Marauders In The Pensieve (Çapulcular Düşünselinde) |Harry Potter Fanfic|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin