"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum!"
James Potter, Peter Pettigrew, Remus Lupin ve Sirius Black...
Çapulcu Haritası'nın mucitleri...
Onlar, hiç şüphesiz ki Hogwarts'ın gördüğü en efsanevi öğrencilerdi.
Adları destansılaş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
45. Bölüm - 'İyi ki doğdun, Sirius!'
1976, Kasım...
Ekim ayının çok hızlı başladığına şüphe yoktu, lakin bir o kadar da hızlı bitmişti.
Ayın başında birbirleri ile aralarını düzelten Lily ve James, ay sonunda kavgalıydı.
Sirius'un Ex'leri Kulübü kurulmuş, lakin kulübe neredeyse tüm okul üye olduğundan ve bilhassa onursal yönetim kurulundan James Potter'ın, 'stres atma' bahanesi ile birtakım fazla gürültülü olaylar organize etmesi mevzuyu ta Dumbledore'un ofisine götürmüştü.
Her ne kadar Sirius için peşinden koşan kalabalıkların üzerine başta domates olmak üzere ellerine ne geçerse isabet ettirme çabalarından kaçmanın aşırı eğlenceli olmasının bir problem teşkil etmiyor olmasına rağmen hem de...
Remus'a gelince, gittikçe ağırlaşan ödevler onu öylesine strese sokmuştu ki neredeyse ayın her gününü Dorcas Meadowes'la birlikte kütüphanede geçirmekteydi.
Peter da Peter'dı işte. Canı öylesine sıkılıyordu ki şimdiye dek kendisine ilgi göstermiş tek kızın, Delisha Buckes'ın peşinde dolanıyordu. Mamafih Delisha için bu çok rahatsız edici bir durumdu, zira kendisi çoktan Slytherin'in Quidditch kaptanı Icarus Vandanberg ile sevgili olmuştu.
Tabii, tüm bu havadislerin arka planları da bulunuyordu...
Mesela... James ve Lily'nin kavgası...
Aslında her şey iyi olabilirdi aralarında, ama James başlatmıştı her şeyi. Evans'ın revirde ona yaptığı ilan-ı aşka benzeyen o şeyden aldığı ümit ve gururla durduk yere Severus Snape'e "Kaybetmek nasıl be ahbap?" diye bağırmıştı. "Evans benimle..."
Pek tabii, bu Snape'i kızdırmış, James'e küfretmiş ve arkadaşlıklarının bozulmasında onun payını haykırmıştı. Hoş, James de ona sataşmaya yer aradığından gündüz vakti Greenhouses'ta herkesin ortasında düelloya tutuşmuşlar, Madam Sprout'un her iki binadan da puan kırıp mevzuyu Dumbledore'a iletmesine sebep olmuşlardı.
Lily'e gelince... Bu kavga olurken o esnada kızlarla Hogsmeade'de alışverişte olduğundan okula döndüğünde duydukları kızı çileden çıkartmıştı. Tamam, Snape'e artık değer vermiyordu ama James'in de eski bir defteri böyle aralaması fazla çocukçaydı.
Dolayısıyla ekim ayındaki ilk atışmaları bu sebeple Gryffindor Ortak Salonu'nun ortasında, herkesin bir sinema sahnesini izler gibi etraflarını sardığı bir anda gerçekleşmişti. Lakin, yine de küstükleri denemezdi.
Ta ki James biraz daha kaşınana dek...
Tabii, bu kez aralarında sızan kavga fitilini ateşleyen taraf Evans'tı, bunun da bilinmesi elzemdir ki. Zira Remus, Evans'a Darlington'un hâlâ daha James'e mektuplar yazdığından bahsedince araları limoni de olsa bu, Lily'i çıldırtmıştı. Bundan mütevellit durmamış, bir öğle arasında Darlington'u kızlar tuvaletinde sıkıştırmıştı.
