8. Bölüm - "Siz benim artık sadece arkadaşlarım değil, kardeşlerimsiniz."
1976, Mart...
"Yarın Rem'in doğum günü, Çatalak," dedi Sirius, James'le yan yana yürüyordu koridorda ve sesi sitemkârdı. "Kızılın doğum günü için pirelenmiş gibi saçmalamıştın - gecenin bir yarısı, kar yağışını önemsemeksizin dışarıya çıkmıştın. Şimdi, en yakın arkadaşın için böyle umursamaz olmamalısın!"
"Umursamaz değilim," dedi James, cebindeki snitch'i sımsıkı kavrarken. "Sadece yarınki Quidditch maçı için yeterince antrenman yapamadığımızdan gerginiz - daha doğrusu Fuggiah bitmek bilmeyen endişesiyle bizi delirtmek üzere."
Gümüş grisi gözlerini pek havalı devirdi Sirius, Fuga'nın bu abartılı hâllerine uyuz oluyordu. "Söyle o saçları sümük rengi olan geri zekâlıya, k*çı bir köpek tarafından dişlenmeden evvel çenesini kapatsın!" dedi kaşlarını tehditkârca kaldırarak. "En yakın arkadaşıma gereksiz tasa vermesin - bir gece ansızın bir köpek saldırır, kuduz olur yemin ederim!"
Gülmeye başladı James, keyiflenmişti. "Dediğini yapacağına asla şüphem yok. Lakin ruh hâlini düşürebilecek kötü bir hatırlatmam var Pati'cik: şimdiki ders Karanlık Sanatlara Karşı Savunma ve muhtemelen Profesör Brooklyn ödev verecek. Peh!" dedi alaycılıkla. "Zavallı Aylak'tan yine ödevini çalmamız şart olacak."
"Merlin'in göbeği! O sorun değil Mösyö Gözlüklü Geyik, onu bir çikolatayla tavlarız," dedi Sirius. "Sence Brooklyn anlıyor mudur ödevlerimizin cümleleri değiştirerek ortaklaşa yaptığımızı?"
Ela gözlerinde muzur bir parıltıyla döndü arkadaşına James:
"Peki ya sence bu bizim umurumuzda mı?"
Birbirlerine sırıtarak baktılar.
Bu esnada koridorun karşı tarafından ağlamaklı bir hâlde yürüyordu Peter, bir başına. Delisha Backus'un onu terk ettiği günden beri depresifti ve takındığı tavır o kadar yapmacıktı ki arkadaşları ondan kaçmaya başlamıştı. Aklında sürekli Hufflepuff'lı o sinir bozucu kızın söyledikleri vardı, onuru kırılmıştı. Düşünce dehlizinde dalgın dalgın savrulurken bir anda gözlerine arkadaşları takıldı, yüzü bir anda aydınlanmıştı:
"Ah, Patiayak ve Çatalak!" dedi heyecanla, "Dostlarım!"
Sirius ve James, bir anda kendilerine doğru hızlı adımlarla yaklaşan Peter'ı görünce kaybetmişlerdi neşelerini, ürperdikleri belliydi.
"Eyvah!" diye mırıldandı Sirius, tehlikenin kokusunu almış bir köpek gibi gözleri Peter'a kenetlenmişti, sırtı dimdikti.
"Tarih beni şu sözlerimle bilsin:" dedi James Potter, Sirius'un kolunu endişeli bir ifadeyle tutarken. "Eğer tombul bir sıçan sana doğru ağlayarak geliyorsa, ya Sümsük'ün üzerine sal ya da derhal kaç!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Marauders In The Pensieve (Çapulcular Düşünselinde) |Harry Potter Fanfic|
Fanfiction"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum!" James Potter, Peter Pettigrew, Remus Lupin ve Sirius Black... Çapulcu Haritası'nın mucitleri... Onlar, hiç şüphesiz ki Hogwarts'ın gördüğü en efsanevi öğrencilerdi. Adları destansılaş...