16 - "Sanırım Aşık Oldum!" | PART 2
1974, Mart... (3. Sınıftayken)
(...)
Lily gözlerini devirdi. "Benim bir hediyem yok," dedi - lakin sözlerini bölen Dorcas oldu:
"Haydi ama Lils! Eminim ki Potter fazladan bir hediye karşısında geçtiğimiz Quidditch maçında Ravenclaw'ı 170'e 250 mağlup ettiklerinden daha mutlu olacak!"
Marlene ister istemez güldü arkadaşlarının Lily'e imalarla dolu yükselişleri karşısında ve başını öne eğerek gülmeye başladı. Tuttuğu yaşlar serbest kalmış, yanaklarından süzülürken garip bir şekilde bulunduğu ortamın da getirisiyle rahatlıyor gibi hissediyordu.
Lily -tıpkı diğer arkadaşları gibi- üzülerek izledi Marlene'i. O ana dek Marlene'nin Black denen geri zekalıya bu derece aşık olduğunu fark edememiş olmasına çok canı sıkılmıştı, iç geçirdi. Ve "Peki," dedi arkadaşlarına dönerek, "Bana o Quidditch manyağı zorbaya münasip bir hediye seçmemde siz de yardım edecekseniz, neden olmasın?!"
Şayet Marlene neşelenecekse, Potter için o da bir hediye alacaktı - ilk defa...
~*~
1976, Mart... (5. Sınıftayken)
"Profesör Vates'in sevmediğim yanı kesinlikle her ders her birimizin içine bakıp salak kehanetlerini zırvalaması!" dedi James, beşinci sınıflar için Kehanet dersi o günlük sone ermişti ve Kuzey Kulesi'nin zemin katındaki derslikten çıkmak üzere daha evvel girdikleri dairesel, dev bir kapağı andıran kapıdan çıkarken - şimdi, kalenin geri kalanına bağlanacak olan "Kehanet Merdivenleri" olarak anılan merdivenlerden geçeceklerdi.
"Bunu en son söylediği şeyden dolayı söylüyorsun - zira profesörün sana söylediği ilk şey karşısında geviş getiren bir geyik gibi sırıtıyordun!" dedi Fuga, gözlerini devirerek.
James'in ela gözleri, Fuga'dan duyduğu şey karşısında kocaman açılmıştı. "Sen... Az evvel bana 'geyik' mi dedin?" dedi hayretle.
Hoşuna gitmişti."Nedenini merak etmesem de sen, Jimmy Fleamont, her b*kta kendini bir 'geyik' olarak tanımlıyorsun," diye 'geyik'i iyice vurgulayarak cevap verdi Fuga. James, onun asla anlamlandıramayacağı bir şekilde sırıtmaya başlamıştı ve gereksiz yere gururlanmış gibi gözüküyordu.
Fuga, yanındaki bu hiç anlayamadığı ama doğduğu günden beri sürekli maruz kaldığı James denen çocukla ne halt edeceğini gerçekten bilmiyordu. Annesi Arteria Furens ile James'in annesi Euphamia Potter arasındaki samimiyet olmasa, asla bu kadar 'samimi' olmayacaklarını bildiğinden iç geçiriyor, kendi tabiriyle kaderine küsüyordu.
Lakin o da farkında değildi, farkında değildi ki James'le takılmaktan aslında keyif alıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Marauders In The Pensieve (Çapulcular Düşünselinde) |Harry Potter Fanfic|
Fanfiction"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum!" James Potter, Peter Pettigrew, Remus Lupin ve Sirius Black... Çapulcu Haritası'nın mucitleri... Onlar, hiç şüphesiz ki Hogwarts'ın gördüğü en efsanevi öğrencilerdi. Adları destansılaş...