37. Bölüm - 'Hogwarts! Eve geri döndük beyler!"
1976, Eylül...
"Haydi Sirius, haydi Sirius!" diye dürttü Sirius'u James - içi içine sığmıyordu. Nasıl böyle hissetmesindi ki - bugün 1 Eylül'dü ve bu, cennetine geri döneceği anlamına geliyordu.
Sirius da aynı şekilde heyecanlıydı lakin James artık sinir bozucu olmaya başlamıştı. Ne yazık ki içinden geldiği gibi küfürlü bir şekilde dostuna da takılamıyordu - zira şu anda Potter'ların lüks arabasındaydı ve James'e ebeveynlerinin yanında her zamanki gibi seslenmesi biraz...
Ayıp olurdu.Güldü ikilinin hâllerine Euphamia Potter - bir anda bir oğlu daha olmuş gibi hissediyordu; Sirius'u da kendi doğurmuştu sanki. Gururla süzdü ikisini.
Fleamont Potter da aynı hislerdeydi. "Ve artık 6. seneniz resmen başlıyor," diye katıldı oğlanların coşkusuna. "Artık akademik kariyerinizde NEWT denen bir şey var."
Sirius sırıttı. "Bu da daha fazla boş zamanımız olacak demek oluyor," dedi gözlerinde şeytani bir ışıltıyla James'e bakarken.
James de aynı şekilde baktı dostuna ve "Bayılırım!" dedi imayla. Şüphesiz, ikisinin de akıllarında pek de hayra alamet olmayacak planlar vardı - bu sene coşacaklardı.
Tek kaşını kaldırdı Euphamia ve araya girme ihtiyacı duydu:
"Bu boş zamanlar siz ders çalışın ve ödev yapın diye çocuklar," diye ikaz etti kibarca. "Zira artık, çoğu profesör NEWT düzeyindeki sınıflarında çok daha fazla ev ödevi yükler ve de daha zor dersler verir." İç çekti. "Döneme başlayınca ne demek istediğimi anlayacaksınız."Fleamont, karısının ikazına çocuk gibi isyan edercesine göz devirdi ve "Ve Mrs. Ravenclaw konuştu!" dedi pek müstehzi. Oğluna döndü ve "Annen Ravenclaw olabilir lakin siz Gryffindor'un yavru aslanlarısınız gençler, bazen ödevleri yapmamak, yapmaktan daha çok yaşatır size gençliğinizi, anınızı."
James ve Sirius, Euphamia Potter'dan ziyade Fleamont Potter ile mutabık kaldıklarını sergilemek adına dişlerini iyice gün yüzüne çıkartarak sırıttılar, Fleamont Potter'a doğru çevirdikleri yüzlerini senkronize bir şekilde onu onaylarcasına bir yukarı bir aşağı salladılar.
Euphamia ise hoşlanmamıştı bu durumdan. "Onları yanlış yönlendiriyorsun, Fleamont!" diye çıkıştı kocasına. "Orası bir okul ve odaklanmaları gereken esas nokta akademik kariyerleri! Şu ebeveynliği de hiç beceremiyorsun doğrusu!"
Ve bundan sonra yol, James'in ebeveynlerinin bu husustaki atışmaları ile geçti - ki bu atışmada Fleamont Potter'dan yana olan Sirius ve James, çantalarından çıkardıkları patlamış mısırlardan atıştırarak büyük bir keyifle izledi. İşte böylece aktı zaman, nihayetinde vardılar King's Cross'a.
~
O esnada Remus, karşısına treni almış, bir kolona elleri cebinde, çantası ayağının dibinde bir vaziyette pek havalı yaslanmış, bekliyordu öylece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Marauders In The Pensieve (Çapulcular Düşünselinde) |Harry Potter Fanfic|
Fanfiction"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum!" James Potter, Peter Pettigrew, Remus Lupin ve Sirius Black... Çapulcu Haritası'nın mucitleri... Onlar, hiç şüphesiz ki Hogwarts'ın gördüğü en efsanevi öğrencilerdi. Adları destansılaş...