Bölüm 14: Beni yenemezsin

55 15 89
                                    

Yeni bölüm geldi keyifli okumalar 🤗🤗

Multimedya: Gece bana bir şarkı söyle

★★★Bölüm14: Beni yenemezsin★★★

2016 Nisan. Füzuli ilçesi. Ulduz

Kameraların arkasında gördüğüm yüzle başımı yere eğdim. Onun gözlerine bakacak cesaretim yoktu. Kendi başına hareket ederek, emre karşı geldim, onu hayal kırıklığına uğrattım.

General "Kamerayı bana taraf çevir." Diye emir verdiğinde başımı kaldırdım. Amcamı kızdıracak birşeyler yapacaktı kesin.

"Vay kimleri görünüyorum, General çok uzun zaman oldu. Beni özlemişsindir." Diye girdi söze. Seni kim özler ki, şerefsiz. Evlat olsan sevilmezsin.

"Uzatma, ne söyleyeceksen söyle" dedi amcam sert bir ses tonuyla. O an amcamın sesini bile özlediğimi farkettim. Onu görmeyeli bir ay olmuştu. Görev bana verildiğinden beridir, Bakü'ye hiç gitmemiştim. Sadece iki kez telefonla konuşmuştuk. Amcam her zaman yumuşak sesle konuşurdu, ancak görev söz konusu olduğunda hiç bilmediğimiz bir ses tonu ve tavırla karşılaşırdım. Onun için görev kutsaldı ve hatayı asla affetmezdi. Benim gibi amatörce davranan bir askeri hiç affetmezdi.

"Neden bu kadar sinirlisin general? Yoksa işler istediğin gibi gitmiyor mu? Aa buna üzüldüm bak. Şimdi sana göstereceğim sürpriz sinirlerini yatıştırır belki." dedi pis sırıtışıyla. Elimde olsa onu parçalarına ayırırdım, ama elimde değildi işte. Kahretsin ki, değildi...

"Uzatma dedim, ne söyleyeceksen söyle, yoksa kapatacağım!" Diye emir kipiyle cevap verdi amcam. İşte benim amcam.

"Söylemeyeceğim, aksine sana göstereceğim." Dediğinde beni göstereceğini anladığım için başımı tekrar yere eğdim. Az önce güçlü olan amcam beni gördüğü an yıkılacaktı.

Amcam "Ulduz?" dedi alçak çıkan sesiyle, biraz önce aslan gibi kükreyen adam, beni gördüğü an sesini kaybetti. Ona böyle bir şey yaşattığım için kendimi asla affetmeyeceğim. Yüzüne bakmak zorundaydım, belki de bu onu son görüşümdü. Ona korkmadığımı, onlara karşı yenilmeyeceğimi göstermeliydim.

Derin bir nefes alıp, "hadi" dedim kendi kendime, "sen yaparsın kızım."

Başımı dimdik tutup, gururla baktım yüzüne. Yüzünde anlamını çok iyi bildiğim bir ifade hâkimdi, kaybetme korkusu. Bu ifadeyi nerede görsem tanırdım. Ailesini kaybettiği gibi beni de kaybetmekten korkuyordu.

"Komutanım size söz veriyorum, buradan cesedim bile çıksa istediklerini onlara vermeyeceğim. Ben şerefli bir Azerbaycan askeri olarak ölürken bile onlara karşı dimdik duracağım. Size şerefim üstüne yemin ederim." Kelimeler gururla dökülmüştü dudaklarımdan.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, devam etmek için buna ihtiyacım vardı.

Güçlü durmaya çalıştım, onların karşısında gözyaşı dökmek bana yakışmazdı, "Annem ve oğlum sana emanet, amca. Oğluma onu çok sevdiğimi, anneme babam gibi dimdik durduğumu, asla bu şerefsizlere boyun eğmediğimi söyle. Vatan sağolsun amca, Vatan sağolsun." Dedim olabildiğince yüksek bir sesle. Herkes duysun, duysun ki bir Azerbaycan askerinin asla boyun eğmeyeceğini anlasın.

Ben konuşurken general alkışlamaya başladı, "Ne kadar duygusal bir konuşma, gözlerim yaşardı." Dedi dalga geçer gibi.

"Kes sesini!" dedim. Artık sözlerine tahammülüm kalmamıştı.

"General çok şanslı bir adamsın. Karın çok güzel bir kadındı. Kocaman gözleri beni öldürecek gibi baktığında bile güzeldi. Onunla eğlenmek istedim, ama fazlasıyla hırçındı, güzellikle anlamıyordu. Ben de.." Diye konuşuyordu ki amcam onu susturdu.

Karabağ'ın esir çiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin