18 ♪ Kabuğumun Ardında Yankılanır Sesin, Kesilir Nefesim

1.7K 243 329
                                    

Neden buradayım bilmiyorum. Oldukça yabancıyım buraya. Ne konuşmam gerektiğini bilmiyorum ama buradayım. Bazen gözler beni buluyor, bakışlar garipsiyor. Kaşları havalanıyor ve iğneleyici bir bakış seziyorum onlarda. Oysa onlar benim arkadaşım. Oysa onlar benim arkadaşımsa benim burada olmam lazım ama ait olduğum yerde hissetmiyorum kendimi.

Bir kafede arkadaşlarımla oturuyorum ama depoya kapatılmış ve ağzım şalla bağlanmış, ellerim arkadan kelepçelenmiş gibi hissediyorum. Ben sosyal biri değilim, bir anda sosyal biri olmaya çalışmak beni haddinden fazla gerdi ama bu yolun geri dönüşü yok çünkü tam karşımda Özgür oturuyor.

Gergin olduğumu seziyor ama bana bir şey söyleyemiyordu çünkü benimle konuştuğunu arkadaşlarıma söylemesini istemediğimi dile getirdim ve biraz öfkelense de kabul etti. Kalbimi kırmaktansa yalan söylemeyi kabul etmişti.

"E Özgür? Bizim sınıfa alıştın mı? 11-B'nin baya uçuk öğrenciler olduğunu söylüyorlar. Sende de tam o tip var." dedi Hayat, bol şekerli kahvesinden bir yudum alırken. Sessiz bir nefes alıp şekersiz filtre kahvemden bir yudum aldım.

"Sınıf işte. Neyine alışmam gerekiyor ki?" diye sordu Özgür ve şekersiz kahvesinden bir yudum aldı.

"Ne bileyim işte..." diye mırıldandı Hayat. Omuzlarını kendisine çekip masum masum gülümsedi. Ama hem Özgür hem de ben o gülüşün masum olmadığını biliyorduk. "Belki bu sınıfta ilgini çeken bir şeyler vardır diye sordum..."

"Evet, var." dedi Özgür hiç düşünmeden. Hayat heyecanlandı, ben nefesimi kestim. Özgür bir saniyeliğine bile bana baksa Hayat her şeyi anlardı. Kurnazdı, bakışlardan çoğu şeyi anlayabilirdi ama Özgür ondan daha kurnazdı. Bana bakmadı ve ben de yavaşça nefes aldım.

"Elfida." Konuşan Mert'ti. Bakışlarımı ona çevirip kaşlarımı kaldırdım. İçimde garip bir çekince olsa da dışarıya hiçbir duygumu vurmamakta usta birisiydim. "Voleybol turnuvaları başlıyormuş. Bu sene de kaptan olacak mısın?" diye sordu. Sesinde samimiyet vardı ve şaşırtmıştı.

Ve Özgür'ün bana baktığını hissettim.

"Koç daha bir şey söylemedi, o yüzden bilmiyorum." dedim. Kahvemden bir yudum aldım. "Ama katılmayı çok isterim."

Özgür'ün gülümsediğini hissettim ama bakmadım.

"Voleybol oynamak için atik olmak gerekir." Konuşan Elif'ti. Onunla bir kez ya konuştum ya konuşmadım ama benim hakkımda çok şey biliyormuş gibi davranıyordu. Komikti.

"Üç senedir oynadığıma göre ve kaptan olduğum süre boyunca çıktığım her maçı kazandığıma göre, olay atik olmaktan çok daha öte." dedim ve sahte bir gülümseme gönderdim ona.

Eğer birinden nefret ediyorsan ve onunla konuşmayı hazmedemiyorsan onunla aynı ortama girmezsin, bu kadar basit. Eğer beni sevmiyorsa buraya gelmezdi. O ise küçümser bakışlarını üzerime dikmiş ve nefretini dile getiren ifadesini de gözler önüne sermişti. Ona hiçbir şey yapmamıştım bile. Bu nefret dolu bakışları anlamsızdı.

"Klasik Elfida." diye mırıldandığını duydum. Burada fazlalıkmışım gibi hissettim.

Buraya gelmemi Özgür istemişti çünkü bana iyi geleceğini düşünmüştü. İyi niyetli olduğu barizdi ama benim arkadaşlarım iyi niyetli değildi işte. Ben yalnız başıma mutluyum ve onların yanında kendimi bir fazlalıkmış gibi hissettiriyorlar. Bunu sevmiyorum, bunu hiç sevmiyorum. Dışlanacaksam hiç arkadaşımın olmamasını isterim.

"Serhat senin hakkında konuşuyor, duydun mu onları?" diye sordu Mert. Kaşları çatılıydı ve Özgür ile aynı anda bakışlarımızı ona çevirdik.

KEMİKLERİNDE CENNET | Yarı Texting (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin