39 ♪ Gecenin Gözyaşlarının Islattığı Sigaralar

1K 123 125
                                    

ozgursoykan: Uyan sevgilim.

ozgursoykan: Kapındayım.

Telefonuma düşen bildirim sesleriyle gözlerimi araladım. Uykum çok hafif olduğu için mesaj geldiğinde hemen uyanan biriydim. Olur da Özgür bana mesaj atarsa diye telefonumu da hep seslide kullanmaya başlamıştım zaten.

Kötü bir şey mi oldu?

Bir anda böyle bir mesaj atınca istemsizce kalp atışlarım hızlandı.

ozgursoykan: Seni durakta gördüğüm gün, giydiğin kıyafetleri giy.

ozgursoykan: Saçların o kadar uzun değil ama benim için bir toka tak.

ozgursoykan: Bereni de unutma,

ozgursoykan: Bere, tokanı gizlesin ama orada olduğunu bilmeliyim.

İyice korkmaya başlamıştım. Onunla yüz yüze konuşmadan da sorularıma cevap alamayacağımı anladım. Hemen üzerimi değiştirdim. Beremi taktım, kalın bir mont giydim ve annemleri uyandırmadan evden çıktım. Özgür kapının önünde bekliyordu. Tıpkı o günkü gibi. Üzerindeki kıyafetler, benim onu ilk gördüğüm gün giydiği kıyafetlerdi.

Ben hızlı adımlar atıp yanına geldim ve boynuna kollarımı sardım. Bana sımsıkı sarıldı ve kokumu ciğerlerine sesli bir şekilde çekti.

"İyi misin Özgür?"

"Çok iyiyim. Sen nasılsın?"

"Beni korkuttun. Neden geldin bu saatte? Uyku mu tutmadı?"

"Nasılsın Elfida?" diye sordu yeniden.

"Senin yanındayım, iyiyim." dedim hemen. Bir şey demedi. Yüzündeki ifade pişmanlık mıydı?

"Gel," dedi ve elimden tutup hızlı hızlı yürümeye başladı. "Gece ağlıyor, Elfida." dediğinde montlarımıza yağmur taneleri düşmeye başlamıştı. "Yağmurlar ve notalar, zamanını çok iyi bilirler."

"Bizi bekleyen bir vakit mi var?" diye sordum korkarak. "Hem yağmurlar hüznün, notalar ise gözyaşlarının habercisidir."

Özgür bir cevap vermedi. Beni peşinden sürükledi ve bir taksiye binip bir adres söyledi adama. Kısa süren bir yolculuktan sonra indik. Kimsenin olmadığı bir sokağa geldik ve Özgür elimden tutmaya devam ederek beni yönlendirdi. Gecenin üçünde, daha önce hiç girmediğim bir sokağın hiç oturmadığım bir kaldırımında oturdum onunla.

"Ben korkuyorum, Özgür." dedim. "Ben bir şeyler olacak gibi hissediyorum. Neden böyle oldu şimdi?"

Özgür konuşmadı ama buruk bir tebessüm etti. Deri ceketinin iç cebinden bir paket sigara çıkardı. "Bunu bir daha hiç yapmanı istemiyorum ama bu gece, ben senin için bir sigara yakarken sen de benim için yakar mısın?" diye sordu.

Daha önce sigara içmiştim. Bu yüzden hiç sorun etmeden paketten bir dal sigara çıkardım. Özgür, sigarama çakmak uzatırken elleri titredi. Benim de dudaklarım titrediği için sigara bir sabit duramadı ama Özgür sigaramı yaktı.

Ben elinden çakmağı aldım ve onun sigarasını yaktım. İkimizin de elleri, dudakları titriyordu. Bir husus vardı belli ki ama neydi bu dudaklarımızdaki kilit?

Ceketinin cebinden telefonunu çıkardı Özgür ve Emre Aydın'dan Bu Yağmurlar şarkısını açtı. Ellerim daha çok titremeye başladı. Gözyaşlarım akmaya başladı çünkü Özgür'ün yanaklarından süzülen o gözyaşlarını görmüştüm.

"Neden ağlıyorsun ki?" diye sordum titreyen sesimle.

"Benim yanındayken iyi olduğunu söyledin çünkü." dedi titreyen sesiyle. Elinin tersiyle gözyaşlarını sildi.

KEMİKLERİNDE CENNET | Yarı Texting (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin