24 ♪ Güneşli Günler Yaşamak İsterken Karanlığına Gömüldüm

1.4K 193 211
                                    

Ona çok hazırlıksız yakalanmıştım. Onu görmeyi, onu hele de şimdi görmeyi hiç beklemiyordum ve ne yapacağımı bilemedim. Kalbimin orta yerinde bir yangın başlarken, gözlerimde ölümün sisleri dolanırken ona bakıp ne diyeceğimi bilemedim.

Çünkü bende sözler tükenmişti. Çünkü ben tükenmiştim.

"Elfida!" diye bağırdığını duyduğumuzda annem arkasını dönüp bağıran kişiye baktı. Sedye hareket etmeye devam ediyordu ve kalmak istesem bile kalamazdım artık.

"Lütfen hızlı olun." diye fısıldadım yanımdaki kişiye. "Lütfen götürün buradan." Gözyaşlarım şakaklarıma doğru süzülmeye başladığında sedye daha hızlı hareket etmeye başladı. Kalbim sıkıştığı için canım çok yandı ve birkaç hıçkırıkla gösterdim kalp ağrımı.

Özgür'ün botlarının sesi bütün koridorlarda yankılanıyordu ve bizi yakalayacağına emindim. Sadece elimden geldiğince kaçmak istiyordum ondan. Fakat olmadı. Sedyeye yetişti ve bir anda karşımda durdu. Sedye durdu, o durdu, zaman durdu.

Yirmi dokuz gün boyunca bu anı birçok şekilde hayal ettim. Onu bir sokak arasından çıkarken görmeyi, durakta tam karşımda bana bir selam göndererek gülümsemesini, kapımda bir hoparlör ile belirmesini hayal ettim ama böylesine aciz bir halde karşıma çıkacağını aklımın ucundan bile geçirmedim.

Bu yüzden ellerim titriyor. Bu yüzden gözlerim yaşlı, soluklarım sesli. Korkuyorum hallice. Çekiniyorum gözlerinden ama en çok da öfkeliyim. Titreyen ellerimi bıraktığı için, beni bir uçurumda olduğumu bile bile terk ettiği için ona çok öfkeliyim.

"Elfida." diye fısıldadı. Sanki adımı aklına kazımaktı amacı. Ses tonunu daha önce hiç bu kadar acı dolu duymamıştım ve utanmıştım. Benim vermem gereken birkaç kilo daha vardı, beni şimdi görmesi hiç iyi değildi.

Sedyede oturur pozisyona geldim ve "Yalancı." diye fısıldadım. Bana doğru bir adım attı.

"Hayır." diye fısıldadı. "Hayır, savaşmadım deme bana." diye devam etti.

"Zayıflamak için çok savaştık Özgür."

"Ve sen yokken bu çok kolay oldu."

"Hiç karşı koymadım Özgür." dedim. Gerçekten de hiç karşı koymadım bu zihnimdeki sese. Beni benden eden bu sese bir gün bile itiraz etmedim. Hep itaat ettim. Üç litre su iç dedi, içtim. Hiç yemek yeme dedi, hiç yemek yemedim. Yüzlerce kez ip atla dedi, yüzlerce kez ip atladım.

Ben hiç savaşmadım.

"Böyle olmamalıydı." dedi ve gözlerinden iki damla gözyaşı düştü. Canımı çok yaktı o iki damla. "Allah kahretsin, böyle olmamalıydı." Bana doğru bir adım attı ama sedyede huzursuzca kıpırdandım.

"Yeter artık. Odaya çıkalım." diyerek araya girdi annem. Sedye hareket etti ve Özgür de bizimle gelmeye başladı ama gelmesini hiç istemiyordum. Kimse gelmemeliydi ve ben burada olmamalıydım.

Beni sedyeyle daha hızlı taşıdıkları için Özgür arkada kaldı ve bana doğru koşmak istese bile annem onun önüne geçerek izin vermedi.

"Elfida!" diye bağırdı Özgür. Kavrayamadığım birçok kelime çıktı dudakları arasından ama halsizliğim yine baş gösterdi.

Odaya getirildiğim anda odanın kapısı sertçe açıldı ve Özgür koşturarak odaya daldı. Annem de onun arkasından hızla girmişti ve Özgür'ün kolundan tutmuştu. Özgür çırpındıkça yatakta daha çok kıvrıldım ve gözlerimi kapattım.

Canım çok yanıyordu zaten. Özgür böyle yaptıkça da canımdan can gidiyordu.

"Beni dinlemen lazım Elfida. Bizim konuşmamız lazım. Benim senin yanında olmam lazım." Özgür yüksek sesle bunları dile getirince gözlerimi çevirip ona baktım.

KEMİKLERİNDE CENNET | Yarı Texting (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin