38 ♪ Bilinmez Bir Yaranın Sızısıdır Sözlerim

968 111 112
                                    

Ne demiş şair? "Bir yer var biliyorum, orada her şeyi söylemek mümkün."

Bazı insanlara çok üzülürüm. Canları sıkıldığında, üzüldüklerinde kendi seslerini dinleyecek yerleri olmayan insanlar çok üzer beni. Eğer biraz bile yalnız kalamazlarsa nasıl toparlarlar kendilerini? İnsanlar bir kez olsun susmayı bilmezken; bir yargı silinip diğeri doğarken; hayatlarının yükleri omuzlarını terk etmezken nasıl toparlanabilirler ki?

Kalabalık şehirlerden bu nedenle nefret ettim. Kendimi atabileceğim sessiz bir sokağı olmazdı İstanbul'un. Nefesim kesilirken ve duvarlara tutuna tutuna yürürken insanlardan bir kez olsun kaçamadım. Ne evimde doyasıya ağladım ne de bu şehrin sokakları bana yuva oldu.

Fakat Özgür'ün gelişi ile çok şey değişti. Artık bir sokağa ihtiyaç duymuyorum. Artık yalnız kalmak istemiyorum. Üzüldüğümde, korktuğumda onu arıyorum artık. Özgür var biliyorum, ona her şeyi anlatmak mümkün. Özgür var biliyorum, onda dinlenmek mümkün.

Bu yüzden ellerimi tutan ellerini biraz sıktım. Okula gidecek olmamın verdiği endişeyi üzerimden atamıyordum. İnsanlar zayıf halimi görünce ne tepki verecekler, bilmiyorum. Ya beni yerle bir edecek bir şey yaşarsam, ya yine dışlanırsam diye korkmaktan kendimi alamıyordum.

Günlerdir ne Hayat ne de Güneş ile konuşmuştum. Okulda Özgür'den başka hiçbir arkadaşım kalmamıştı ve Hayat'ı tekrar görmek beni nasıl etkileyecek, bilmiyorum. Korkuyordum işte ama yanımda Özgür olunca rahat bir nefes almama da yardımcı oluyordu.

Dün onunla çok güzel vakit geçirmiştik. Beni gezdirmiş, beni güldürmüş, bana yaşamayı göstermişti. Okula gitmeden önce beni rahatlatmak istediğini anlamıştım ve dünü doyasıya yaşamıştım. Evet, artık daha az kaygılıydım ama sonuçta hâlâ kaygılıydım da.

"Elfida, elimi bu şekilde tutman elbette çok hoşuma gidiyor ama ne kadar gergin olduğunu anlıyorum. Bu hiç hoş değil." dedi Özgür. Beraber okula yürüyorduk ve sokaktan dönüp okula varmamıza çok az kalmıştı. "Yanında olmam rahatlatmıyor mu seni?" diye sordu bana dönerek.

Ona bakamadım. "Sen zihnimdeki sesleri kendi sesinle baskın kılabiliyorsun ama o seslere uzanamıyorsun Özgür. Onlar konuşuyorlar, bana engel olmaya çalışıyorlar. Yanımda olman bunu değiştirmiyor." Belki acımasızdı sözlerim ama gerçekler buydu.

"O zaman benim sesimle onları görmezden gelmek yerine onlara karşı koyabilirsin. Yemek yerken yaptığın gibi." Yemek yiyor olsam da, her ne kadar az miktarda yiyor olsam da, Özgür o seslerin beni rahatsız ettiğinin farkındaydı. Sürekli yememem için direten bir ses vardı ve lanetler etsem daha da güçlenen bir sesti.

"Yoruluyorum. Belki uçuk bir düşünceymiş gibi geliyor ama zihnimdeki o sesleri bastırırken çok yoruluyorum. Daha sabahın ilk saatlerindeyiz ama onları susturmak için saatlerdir mücadele ediyorum. Bilmem, anlıyor musun? Kendinle mücadele etmen, seni yargılayan insanlarla mücadele etmenden daha zor bir şey." dedim. Özgür'ün parmaklarıyla oynamaya devam ettim ve sokaktan döndük.

"Kimse kendisinden başkasını tam anlamıyla anlayamaz. Ben elimden geleni yaparım ama seni anlamak için sen olamam." Durdu ve bana döndü. Başımdaki bereyi düzeltti ve yanağıma bir öpücük kondurdu. "Elimi beni sevdiğin için, bana güvendiğin için tut Elfida. Elbette benden güç alabilirsin, elbette sana destek olurum ama seni de yalnızca sen ayakta tutabilir." Gözlerime kirpiklerini birkaç kez kırptıktan sonra baktı. "Bugün ellerimi beni sevdiğin için tutmuyorsun."

Botumla her ne kadar zorlansam da parmak uçlarıma yükseldim ve onu dudaklarından öptüm. Bir anda afallasa da yine Özgür gibi gülümsedi. "Şimdi seni, seni sevdiğim için öptüm." dedim. Daha çok gülümsedi.

KEMİKLERİNDE CENNET | Yarı Texting (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin