KC ♪ O, Beyza'ydı.

1.2K 135 141
                                    

Merhaba sevgilimlerle başlayan bu özel bölümleri geride bıraktıktan sonra, "Sevgili Günlük" diyerek son başlangıcımı yapıyorum.

Sevgili günlük,

Bugün kendim için zor olacak ama bana iyi gelecek bir adım atıyorum. Bu hikâyenin ardında yatanları sizinle paylaşacağım.

Profilimde biyografi kısmında şu cümle yazıyor: "Read me because you won't understand me any other way." Beni oku çünkü başka türlü beni anlayamazsın.

Ben hiçbir zaman dertleşebilen, dertlerini açık açık anlatabilen biri olmadım. Ben her üzgün olduğumda kitaplara, şarkılara sığındım ve kendime ait olmayan o odanın köşesinde sessizce ağladım. Kimse bana açık açık neler hissettiğimi sormadı ve ben de kimseye hiçbir şey anlatamadım.

Bu yüzden içime attıklarım birikti. Beni içten içe çökertti ve ben daha on yedi yaşındayken, gençliğimin en güzel yıllarındayken bir hastalık baş gösterdi. Anoreksiya Nervoza. Evet, Elfida'nın hastalığı. Çok şaşırmadınız bence. En azından ben öyle düşünüyorum.

Kilom hakkında çok eleştirildim. Dokuzuncu sınıfta, normal olarak, hormonlar sebebiyle kilo aldım. Aslında şu an düşününce çok normal bir kilom vardı ama bana arkadaşlarım, ailem öyle bir gözle bakıyorlardı ki kendimi hep kilolu hissettim. Dar bir pantolon giydiğimde -isim vermek istemiyorum- insanların o bakışlarına senelerce maruz kaldım.

Bacaklarım kalın olduğu için sınıfımdaki erkeklerin o iğrendiğim bakışlarına maruz kaldım. Hep bir alay konusu olmam için çabalayan o arkadaşlarımla senelerimi geçirdim.

Buraya açık açık birkaç şey yazacağım. Rahatım çünkü bana lise yıllarımda zorbalık eden hiçbir arkadaşımın bu yazdıklarımı okumayacağını biliyorum. Onlar bana hiç değer vermedi. Onlar için sıradan bir insandan bile daha değersizdim.

Yazar kimliğimi bilen insanların sayısı çok azdır zaten. Şu an çok az arkadaşım var ve herkese kitap yazdığımı söylemiyorum. Yargılanmaktan hoşlanmıyorum. Yargılayacaklarını biliyorum.

Neyse, bu sonranın konusu. Biz lise yıllarıma dönelim.

Ortaokulda da sevilen, grubun o değerli kızlarından biri hiç olmadım. Kalabalık arkadaş gruplarım oldu ama hiçbir zaman göz önünde olmadım. Hep en yakın arkadaşlarım ön plandaydı ve ben de onların ardındaki bir gölgeydim.

Lisede de bu değişmedi. Arkadaş grupları kuruldu ama ben o grupları kuran ya da ilk girenlerden olmadım. En yakın arkadaşım o grupta olduğu için ben de o gruplara dahil oldum. Etkinliklere ilk çağrılan olmadım. Ayıp olmasın diye çağrıldım ama asıl ayıp da bu değil miydi zaten?

Grupta dalga geçilen kişi bendim. Takmıyormuş gibi takılırdım. Benim hakkımda söylediklerinin önemli olmadığını ve önemsemediğimi söylerdim ama eve geldiğimde odanın köşesinde de yine ben ağlardım. Ellerimi yumruk yapa yapa yürürdüm okuldan eve doğru.

İnsanların düşüncelerini çok önemsedim. Beni güzel görsünler istedim. Bacaklarıma güzel yorumlar yapılsın istedim. Saçlarım uzasın, etkileyici dursun istedim. En yakın arkadaşım, zayıf ve bakımlıydı. Onun gibi olmak istedim. Ojeler sürmek istedim. Saçlarıma bakımlar yaptım. Saatlerce aynaya baktım ve kendimde kusurlar aradım. Kusurlarımdan nefret ettim ve yolun sonunda en çok kendimden nefret ettim.

Önce bir paket bisküvi ile öğle yemeğini geçirdim. Sonra o bisküvinin yarısıyla. Sonra paketin içinden iki tane aldım ve doydum dedim. Arkadaşlarım yanımda tabak tabak yemek yerken ben iki parça bisküvi ile öğün geçirdim. Akşam yemeğinde yemeğin suyunu yememeye başladım. Ekmeği bıraktım. Kahvaltı etmemeye başladım ve evdekilere okulda yiyorum diyerek yalanlar sıraladım.

KEMİKLERİNDE CENNET | Yarı Texting (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin